Demokrasinin Kilit Taşı - 22

Total number of words is 2804
Total number of unique words is 1692
27.9 of words are in the 2000 most common words
39.3 of words are in the 5000 most common words
47.6 of words are in the 8000 most common words
Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
Daha önce de belirttiğim gibi Ecevit’in istifa ettiği gün Merkez Yönetim Kurulu'ndan ayrılmıştım. Turan Güneş’in zamanlaması yanlıştı. Ve ortanın solunda bir yapıya sahiptim ama Ecevit’in Erim Kabinesi'nin kurulmasını bir hizip hükümeti sanarak evham dolu ve ağırlığı olmayan gerekçelerle istifasını vermesine karşıydım. İnönü-Ecevit ters düşmesinide tasvip etmemiş parti meclisi toplantıları dışında Rüzgarlı Sokak'a gitmez olmuştum.
İşte bizim parti içi demokrasimiz böyleydi. İllaki bir hizbin üyesi olacaktınız. Eğer olmazsanız böylesi dedikodular hemen hazırdır. Boşuna söylememiş Hasan A.Yücel bir kitabında kendisine komünist denmesinden yakınırken, “ne kadar benzemezmişim ben, bana” diye.“Ecevit komünisttir” diyenlere ise İnönü başta olmak üzere birçok kimse ve ben,“Asla komünist değildir” diye cevap veriyorduk. Partinin sağ kanadında böyle diyenler varmış, işitiyorduk. Ruhi Soyer gibi hiç doktrin bilmeyenlerin marifeti olduğuna inanıyorduk. Ama Ecevit’in “Toprak işleyenin su kullananındır” sloganını çok sık tekrarlaması ve yazması ise, birçok toprak işgallerine sebep oluyor diye parti sağ kanadının şikayetlerini, yine İnönü cevaplıyordu.

Partilerden İstenenler
Nihat Erim, Kanun Hükmünde Kararname istedi. Gerekçelerinde Meclis'e bir sürat kazandırmak reformları yapmak normal rejimi bir an önce açabilmek vardı. İnönü başta olmak üzere CHP böyle bir kararname verildiğinde, parlamento iradesinin bir yana itileceği gerekçesi ile buna karşı çıktı. Diğer partilerde teklifi aynı gerekçelerle reddettiler.
Hükümetin hazırladığı Anayasa değişiklikleri ile ilgili tasarıyı görüşmek üzere partiler arası bir komisyon kurulmuştu.
1961 Anayasası CHP’nin uzun yıllar yaptığı çalışmaların eseriydi. CHP’nin iktidara geldiğinde uygulayacağı İlk Hedefler Beyannamesini içeren bir eserdi. Bu nedenle CHP, Genel Başkanından parti teşkilatına, MYK’lundan gruplarına kadar Anayasa konusunda çok hassastı. Halk oyuyla kabul görmüş olan, 1961 Anayasası, onlara göre sonuna kadar savunulmalıydı. AP ise; 27 Mayıs İhtilali ve ondan sonra gelişen olaylardan sonra kurucu meclisle kabul edilmiş olan Anayasaya hiç mi hiç ısınamamıştı. Bütün anarşik olayların sebebi olarak onu görüyordu. Süleyman Demirel’in “Sokaklar yürümekle aşınmaz” sözü o zamanki görüşünün ve hiç sevmediği Anayasayı uygulayabilme zorlamasının bir belirtisidir. Bu değişik politikalar onun geleneksel seçmenini ve sermaye sahipleri ile büyük çiftçileri hoşnutsuz kılmış, Milli Nizam Partisi ile, Demokratik Parti'nin doğuşlarına sebep olmuştur.
Süleyman Bey, partisinin içini de karıştıran bu Anayasaya uymaya çalışırken anarşiyle, anarşiye karşı alınması gereken tedbirler arasındada kalmıştır. Devletin gücünü emniyet vasıtalarını ve askerleri, anarşiye karşı kullanmakta çekingendir. Unutmamak gerekirki, o kendisinden önce Başbakanların ve Bakanlarının asıldığı bir partinin devamı olan AP’nin Genel Başkanı'dır. 12 Mart'tan sonra iktidardan düşürülen bir başbakan olmasına rağmen, soğukkanlı görünmesi, itidal tavsiye etmesi, kendisini komplekslere kaptırmayışıda bu nedenlere dayanıyordu sanıyorum.
Süleyman Bey, 12 Mart'tan önce, tarım gelirlerini vergilendirmek ve bir “Tarım Reformu” yapmak istiyordu. Bu konuda partisinin çevresine göre de epeyi ileri planları vardı. Türkiye’de taklit sanayii, montaj sanayii almış başını yürüyordu. Üretim açısından bir sanayi devrimi bir türlü yapılamıyordu. Montaj sanayiinindeki muafiyetlerin kaldırılması, inşaat ve emlak vergilerinin arttırılması kendi partisinin içinde büyük hoşnutsuzluklar yaratıyordu. “Ne oldu bize, CHP’den de fazla devletçi olduk diyenler vardır.” Süleyman Demirel, Türkiye’de Anayasal olarak hürriyetlerin en geniş, en çok bir biçimde uygulandığı bir zamanın başbakanıdır. En aşırı soldaki bir politikacı olan Behice Boran bile bir yazısında bunu itiraf etmiştir.

“Batı demokrasilerine kıyasla Türkiye’deki demokrasi ne kadar sınırlı, biçimsel, yüzeysel olursa olsun, şu bir gerçektir ki, Türkiye, nisbi olarak tarihinin en özgür; sınıf ve kitle hareketlerinin en oluştuğu bir dönemi yaşamaktadır. Bu gerçek “cici demokrasi”, “biçimsel demokrasi” etiketlemeleriyle bir kenara itiliverecek birşey değildir...”
(Behice Boran, l Nisan l97l)
12 Mart'tan sonra, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı Süleyman Demirel'in eskiden düşündüğü biçimde düşünür olmuşlardı. "Olayların sebebi Anayasadır" diyorlardı.
Karma Komisyon'un kilitlenmesinden, muhtıranın 3. maddesinden, çekinen CHP, başta İnönü olmak üzere, Anayasa değişikliklerine tam karşı çıkmamıştı. Paşa öncelikle rejimin açılması üzerinde durduğu için kendisine özgü bir planla hareket ediyor. Konuyu yayıyor. Vakit kazanıyordu. Önemli konuların öncesi, dikkat etmişti. Cumhurbaşkanı-Başbakan-Genelkurmay Başkanı hep bir araya gelmekte idiler. Nihat Erim’le yaptığı konuşmalar sonucu iplerin Genelkurmay Başkanı Tağmac’ın elinde olduğunu anlamıştı. Grup Başkanvekilleri ile eski yeni genel sekreterlerle yaptığı konuşmalarla şu kanaate vardılar, “61 Anayasasından ne kurtarabilirlerse kurtaracaklardı.” Grup Başkanvekili Necdet Uğur’la birlikte bir Pazar günü Tağmaç’tan randevu aldılar.
(Metin Toker; Demokrasimizin İnönülü Yılları S.244-299)

İnönü ve Anayasa Değişikliği
Necdet Uğur yıllar sonra, İsmet Paşa’nın bir ölüm yıldönümünde İnönü Vakfı’nın Pembe Köşk’te düzenlediği toplantıda izlenimini şöyle anlatıyordu:
“Konuşma başlayınca İnönü’nün yanılmamış olduğunu gördüm. Tağmaç, tam işin içindeydi. Anayasa değişikliği önerilerini neredeyse ezbere biliyor, ısrarla savunuyordu. Ne İsmet Paşa, ne ben öyle biliyorduk. Elimdeki kağıtlardan maddeleri zor takip ediyordum. O, bunların nedenlerini de ezbere biliyor ve inançla savunuyordu.”
Fakat İnönü başta yargı bağımsızlığı, üniversite ve TRT özerkliği, düşünce ve örgütlenme özgürlükleri, bunların anası 11. madde olmak üzere 1961 Anayasası’nın, esasları itibariyle korunmasında ne denli kararlı bulunduğunu göstermekte gecikmedi. Tağmaç, 12 Mart'taki durumu anlatırken şöyle diyordu: ”Neden oldu Türkiye’de bütün bunlar? Türkiye’deki toplumsal uyanış, ekonomik gelişmeden hızlı gitti. Bir dengesizlik ortaya çıktı.” Toplumsal uyanışa bakmak gerektiğini, bu toplumsal uyanışla ekonomik gelişmenin hizaya getirilmesinin şart olduğunu söylüyordu. 1961 Anayasası'nın hangi maddesinden rahatsızlığınız varsa o törpülenecek, ekonomik gelişmenin paraleline sokulacaktı. Görüş buydu. Genelkurmay Başkanı, arkadaşlarının da teşhislerini dile getirerek kabahatin üniversitelerde, üniversite özerkliğinde olduğunu söylüyordu. Başbakan da böyle düşünüyordu. İsmet Paşa ise, üniversite özerkliği konusunda son derece duyarlıydı. Konuşmanın o aşamasında Necdet Uğur, İsmet Paşa'nın cevabını şöyle anlatmıştı ;

“Bak, iki gözüm. Sen benden ne istiyorsun, biliyor musun? Bu memleketin, yetişmeleri için en çok emek verdiği insanlar kendi kendilerini yönetemezler. Sen, benim buna inanmamı istiyorsun. Doğrudur, olaylar çıkıyor, polis geliyor, jandarma giriyor. Hatalar yapılıyor. Ama bütün bunlar halledilebilir hususlardır. Özerklik içinde... Onlar kendilerini yönetemiyorlarsa onları ben yöneteceğim diye ortaya çıkan kimselerin onlardan fazlalıkları nedir? Akla gelecek soru bu değil midir? En çok emek verdiğimiz insanların, en çok yatırım yaptığımız insanların kendi kendilerini yönetemeyeceklerini bana kabul ettirtemezsin.”
Uğur'a göre İsmet Paşa'nın bu konuşması Tağmac'ı çok etkilemişti.
CHP Genel Başkanı basına akseden konuşmalarında ise özet olarak;
“Anayasanın değiştirilmesi fikrine hiçbir zaman içtenlikle katılmadım. Bugün alınacak tedbirler üzerinde sağduyu ile münakaşa edelim. Büyük ölçüde mutabakat olmakla birlikte esaslı noktalarda ayrılık gözüme çarptı.”
demekteydi.
Bülent Ecevit'in ise , “Yankı Dergisi"ne verdiği bir demeçte değişiklik önergelerinin 42’yi bulduğunu “Yarıya yakını makuldür. Ufak tefek düzeltmelerle kabul edilebilir.” dediği basına aksetmişti.
15 Ağustos gecesi saat 22’de Meclis Grup Başkanvekilleri Necdet Uğur, Dr. Kemal Demir ve Genel Sekreter Şeref Bakşık, Pembe Köşk’teydiler. İsmet Paşa çağırmıştı. Onlara bir yazı uzattı ve “Okuyunuz!” dedi. Bu, 11. maddenin yeni hazırlanmış metniydi ve CHP’nin görüşlerini içeriyordu. Daha iyisi düşünülemezdi. CHP’li üç yönetici başlarını üzüntülü bir şekilde salladılar. “Ama, bunu kabul etmezler ki...” dediler. İsmet Paşa’nın gene muzipliği üstündeydi. Arkadaşlarının eline bir telefon numarası verdi ve orayı arayıp karşılarına çıkacak kimseye bu metni okuyarak görüşünü almalarını söyledi. Aradılar. Aa, telefonun öteki ucundaki Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mehduh Tağmaç’tı. Tağmaç, yeni düzenlemeyi meğer ezbere biliyormuş. Sonradan öğrendik ki, bir başka pazar, bu kez Pembe Köşk’te, Tağmaç’la beraber olmuşlarmış. (Metin Toker , Demokrasimizin İsmet Paşalı Yılları shf: 249 )
İnönü, ertesi gün Meclis'in Grup Yönetim Kurulu'nu toplayarak ve kurula 11 maddenin yeni düzenleniş biçimini bildirmişti. Eski Genel Sekreter Ecevit de, “Sayın İnönü ve CHP organlarının aldığı vaziyet en uygarca davranış olmuştur” demişti
İnönü 18 Ağustos 1971 günü, “Hiç bir hayal perest memleketin huzurunu bozacak bir iş yapabileceğini sanmamalıdır” diye konuşuyordu. Değişmiş olan 11. madde ise Anayasa’nın ruhuna uyuyordu.
61 Anayasası’nın değeri yıllar geçtikçe, demokratik düzen geliştikçe, Türk halkının eğitim düzeyi yükseldiği oranda daha da çok anlaşılacaktı. Anayasa'da bütün Türk halkının emeği ve iradesi vardı. Geleceğe dönük gereksinmeleri ve isteği vardı. Anayasa Türk halkının mutluluğu için hazırlanmıştı, hepimizindi. 61 Anayasası’nın halk oylamasından önceki çalışmalarımızı anımsıyorum. Sözlü, sazlı, folklor dansları ile yaptığımız Anayasa Mitingleri, bir gün Kasımpaşa’da, bir gün Sarıyer'de, Beykoz'da, Yeşilköy’de, Fatih’te Bakırköy’de yaptığımız konuşmalar ve anlata anlata ezberlediğim Anayasa maddeleri çantamda taşınmaktan, kabı kopan sahifeleri buruşan Anayasa taslağı.
1961 Anayasası gerçekten çok az ülkede raslanan bir biçimde halk tarafından benimsenmeşti. Türkiye’de kitlelerin son on yılda sağladığı bütün gelişmeler, 1961 Anayasası’nın dolaylı yada dolaysız payı ile olabilmiştir. Ve bu Anayasa için bütün bir parti en küçük kademesine varıncaya kadar içtenlikle, gönüllü çalışmıştık. İnönü-Ecevit mücadelesinde, Ecevit'in çok yakınında olduğu halde, İsmail Cem, İnönü'nün Anayasayı kurtarma çabalarını en iyi ve en dürüst anlatan ve yazan insan olmuştur.

“Sayın İnönü, yarım yüzyıllık bir siyaset tecrübesinin en ustalıklı ve ince örneklerini "Anayasa Değişimi" konusunda vermektedir. İnönü, dünyadaki ve Türkiye’deki kuvvet dengelerini bir satranç tahtasında değerlendiren politikacıdır. Ve şimdi, siyasal yaşantısının belki en zor ve en iddialı satrancını oynamaktadır. Sayın İnönü, Anayasa değişimine taraftar olmadığını; böyle bir ihtiyaç görmediğini; anarşiden Anayasa’nın sorumlu tutulamayacağını açıkça ve defalarca belirtmiştir. “Ancak,” demiştir İnönü, “Karşımızda iyi niyetle sürdürülen bir çalışma var. Biz de iyi niyet gösterip meseleye eğilelim. Bazı değişikliklere yardımcı olalım.” Aslında İnönü bunu söylerken, ne koparsak kardır diye düşünüyordu.”
der ve o'nun düzenin en akıllı koruyucusu olduğunu söyleyerek özetle şöyle yazar ;

“... İnönü’nün tarihsel fonksiyonu; hiç bir tereddüde yer bırakmayacak şekilde, “Mevcut düzeni medeni ve akılcı bir çerçevede korumak” olmuştur. Mevcut düzenin kendi çerçevesi içinde gelişmesini sağlamaktır. Çerçeveyi, değişen dünya ve Türkiye şartlarına uydurmak; bunu akıllı ve medeni ölçülerle gerçekleştirmektir. Fakat bu arada AP, DP ve MGP, “anarşistlere kanat geren”, “anarşizmin kaynağı olan” “düzeni temelinden torpilleyen” bir İnönü görüntüsü yaratmaya uğraşmaktadır. Oysa İnönü, aslında, anarşistlere falan değil, düpedüz mevcut düzene germiştir kanatlarını. Düzenin bu partilerce akıl çerçevesinden çıkarılmasına, bu partiler tarafından daha zor bir ortama düşürülmesine karşı koymaktadır. Zira İnönü bilmektedir ve görebilmektedir ki, mevcut düzen kendi rasyoneline, düzenin temelindeki mantığa ters düşürülürse, akılsız savunucu olan AP, DP ve MGP’nin kısa vadeli siyasal planlarına alet edilirse, bundan en başta zarar görecek olan, bizzat mevcut düzendir ve İnönü, mevcut düzenin en “akıllı” koruyucusudur.
(8 Nisan l972 Milliyet )
Pembe Köşk o günlerde ağlama duvarı gibidir. Herkes her şeyden şikayetçidir. En başta İsmet Paşa’dan da şikayetçidir.
Kuyudan adam çıkarma girişimi ordu ile arasını önceden soğutmuştu. Ordudan ve Hükümet'ten gelen teklifler önce İsmet Paşa duvarına çarpar olmuştu. Halktansa; “kan dökmeyen idam edilmesin” dedi diye aleyhte telgraflar alırken, suçluların yakınları, "Neden onları kurtaramıyorsun" diye gene ona kızmaktadır. Parti teşkilatı ve eski genel sekreteri ona ve politikasına hükümeti desteklediği için kızmakta. Reformcular, tepeden inmeci asker taraftarları, sağ partiler AP, DP, GP en başta hükümetle onun arasında kalan Başbakan Erim, herkes bu çetin cevize kızmaktadır. Kızılmak, yerilmek, karşı çıkılmak onun kaderinde vardır. Açıkcası o bildiğini okumakta ve kimseyi memnun edememektedir. Ama onun bildikleri ise sonunda gene doğru çıkmaktadır. O bütün bunlara rağmen Anayasa’yı korumakta, rejimin bekçiliğini üstlenmektedir.

Çetin Ceviz Pusudadır
Erim, ordu ile Paşa ve CHP arasında kalmıştı. Bu durumdan Hükümet üyeleri hoşnut değildi. Sadi Koçaş çekilmek istiyordu. Diğer Başbakan Yardımcısı Atilla Karaosmanoğlu, reformların yapılacağından umudunu kesmişti. Onlarda gelip İsmet Paşa’ya yakınıyorlar ve durumdan şikayetlerini söylüyorlardı.
Eylül ayında Hükümet krizi patlak verdi. Komutanlar TRT de ve basında konuştular demeçler verdiler. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Gürler, “Biz Anayasa’nın öngördüğü reformların Atatürkçü bir görüşle yapılmasını bekliyoruz” diyor. Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Batur, “idarei maslahatçılarla hiç bir reformun yapılamayacağını” belirtiyordu. Kumandanlar, Meclis çoğunluğunu elinde tutan AP’nin reformları yozlaştıracağından korkuyorlarmış deniliyordu. Demirel söylenenlere öfkeleniyor aksine cevaplar veriyordu. Erim kürsüden; “Mertlik 12 Mart Muhtırası'nı kabul edip etmediğini Meclis’te açıkça söyleyebilmektir” deyince işler büsbütün karışmıştı (5 Ekim 1971). Süleyman Demirel, Bakanlarını, Hükümetten çekme kararı aldı. “Beş bakanın çekilmesi Hükümeti düşürmez, güven oyumuzsa sürüyor” dedi. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Genelkurmay Başkanı yine bir araya geldiler. AP’den kararını geri alması isteniyordu. Olayların muhatabı CHP olmadığı için İnönü olayların gelişmesini bekliyordu. Çetin ceviz pusudaydı.
Cumhurbaşkanı, hükümete geri dönmeleri için AP Genel Başkanı ve o'nun ileri gelen arkadaşları ile birlikte bir toplantı yaptı. İnönü aynı gün CHP ortak grubunu topladı. Karar aldılar. CHP eski halin devamını istiyordu. Parlamentodaki çoğunluk AP’nin elindeydi. Müdahale ile AP iktidarı yerinden olmuştu. AP’siz hükümet parlamentodaki en güçlü ayağını kaybediyordu. Görünüş açısındanda sayı bakımındanda CHP neden muhalefet partisi olarak hükümeti desteklesindi. O da desteğini çekerdi. Yani, Muhtıra'nın 3. maddesinin uygulanması mı? isteniyordu. Paşa'nın aslında korktuğu buydu; uzun süren sıkıyönetimlerle halk askere alışmış, adeta nefes almıştı. Askerlerse, bak işte bu işi bizde beceriyormuşuz meğer hevesine kapılabilirlerdi. İsmet Paşa, AP’nin hükümete katılmasından, bakanlarının istifalarını geri almasından yanaydı. Genelkurmay Başkanı ile görüşmelerinde bu konuda ısrarlı olduğu söyleniyordu. 28 Ekim günü çetin ceviz Çankaya'daydı. Aynı gün Nihat Bey Pembe Köşk’teydi. Meğer Erim çekilmek istiyormuş, İsmet Paşa ise, Cumhurbaşkanı'ndan Hükümetin aynı biçimde sürmesini istemiş.
29 Ekim bayram demecinde Sunay, bütün partileri bunalımı çözmeye davet etti. Süleyman Demirel ise “Nihat Erim’e baskı yapıyor” diyordu. Aslında baskı İsmet Paşa’dan geliyordu. İnönü’nün CHP Manisa teşkilatına gönderdiği mesaj gazetelerde büyük başlıklarla verildi. “Siyasi bunalımdan memleketin kurtulması; CHP’nin dikkatli ve yapıcı davranışı ile kolaylaşacaktır. Siyasi hayatın bu dar geçitinde bütün gözler yakınımızdan ve uzağımızdan bize çevrilmiştir.” Meclis grubunda yaptığı konuşmada ise AP’yi uyarıyor ve anlaşmaya çağırıyordu, “Bu halin devamı memlekette, hiç bir işte emniyet ve istikrar bırakmaz. Memleketin selamete ermesi için ihtilal unsurundan başka hiç birşey olmadığı zihinlerde yerleşir” diyordu. Genelkurmay Başkanı da, “Ordu tüm gücü ile yetkili organları ve hükümeti destekleyecektir” ilanını yapıyor ve Süleyman Bey'e bir çeşit güven ve teminat veriyordu.
Sonunda buhran çözüldü. AP Genel Başkanı grubunu topladı, Hükümetin devamına kara verdiler.
Demokrasinin kilittaşı İnönü durumları izliyordu. “Geçmiş didiklenmemeli” diye bir demeç verdi. İşler tam yoluna giriyordu ki bu kere politikanın inceliklerinden pek anlayamayan beyin takımı, reformların yapılacağından ümitlerini kesmiş olarak istifa ettiler. 11 Bakan ayrılmakta kesin kararlıydılar. İdealist insanlardı. Türkiye’ye vatanlarına yardım etmek için kıymetli görevlerini bırakarak umutlarla dolu olarak gelmişlerdi. Birşey yapamamış olmanın ezikliğini taşıyarak gittiler. Bu kere çetin cevizin demeci “Tağmaç rejimi kurtarmaya çalışıyor” du.
Nihat Erim’e bir şans daha verilerek, bu iş acaba götürülebilirmiydi? Bu kere Ecevit ve çevresi gene ve daha da keskinolarak karşı çıkacaklardı. Paşa, “Hiç bir buhranı, zevk ve gösteriş olarak kayıtsızlıkla karşılamam. Her buhran memleket için büyük üzüntüdür. Ve buhranlar herkesten çok beni çarpar”...” En büyük teminatımız ordunun demokratik rejimi istemesidir” diye konuşurken, sanıyorum, en basit bir insan bile onun ordu üzerinde nasıl bir ağırlık koyduğunu onları nasıl yönlendirebildiğini anlardı. Acaba Türkiye’de şu anda, onun yaptığını yapabilecek bir kimse varmıdır? diye aramızda konuşuyoruz. İsmet Paşa olmasaydı acaba durum nasıl gelişirdi? Ecevit bunu nasıl anlamazdı? Yoksa çok iyi anlıyordu da, o varken ordu asla el koymaz rahatlığı içinde mi bulunuyordu? Basın Paşa’dan soruyordu:

– “Sizce başbakanlık görevi gene Nihat beye mi verilecek?”
– “Bence bir sakıncası yoktur.
– “Parti grubunuzda böylemi der?”
– “Benim sözümün geçtiği çevrede bu kanaatimi yürütürüm. Benimle ters düşenler ne düşünür bilemem.

İsmet Paşa Sadi Koçaş'la ve eski genel sekreterle görüşmesinde, onların aksi kanaatte olduklarını anladı. Grupta gene bir görüşme yaptı. “Memleket boşlukta kalsın, hükümet kurulmasın şeklinde, hafif zihniyetlere karşı, kafi enerjiyi bende bulacaksınız” özet olarak böyle düşünenlere kesinlikle karşı çıkacağını bunun bir sergüzeşt anlamına geleceğini söylüyordu. Paşa, rejimi açma çabalarının, Nihat Erim’le daha kolay sürdürülebileceğine inanıyordu.

Bakşık’ın İstifası ve İnönün Cevabı
Sayın
İsmet İnönü
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı
ANKARA
Sayın Genel Başkanım:
23 Mart günü yüklendiğim Genel Sekreterlik görevini, yurtca ve partice zor koşullar içinde bulunduğumuz bir dönemde yerine getirmeye çalıştım. Biribirini izleyen ciddi ve bunalımlı olaylar arasından geçerken, parti bütünlüğünü ve dayanışmasını korumak amacında gerçekten dikkatli davranan Genel Sekreter ve Merkez Yönetim Kurulu, serin kanlı ve hukuka bağlı bir tutumla ve çok defa kendimize yapılmış haksız hücumları dahi içimize gömecek kadar sabır göstererek hep barışcı araçlar kullanmıştır. Bu tutumumuzla, bu dönemde önemli hizmetlerde bulunduğumuzu sanıyorum.
Bundan sonra da yurtca ve partice yarar gördüğümüz bu parti içi politikanın son zamanlarda yeterince anlaşılmadığını üzülerek gözlemiş bulunuyoruz. Eğer bir süre daha ısrar olunabilseydi, meyvalarını vereceğine inandığım bu tutum, kaygı ile tahmin ediyorum ki, yerini parti içi bir savaşa bırakmak üzeredir. Aşırı tutumların, öfkelerin, ölçüsüzlüklerin ve sorumsuzlukların geçerli olmaya, puan toplamaya başladığı bir ortam, sağ duyuya dayalı, Partimize ve dolayısiyle aziz yurdumuza gerçekten yararlı rolümüzün bittiğini bize hatırlatmıştır.
Aslında, çetin engeller karşısında doğru bilinen bir tutumda yılmadan ısrar olunması gerektiği söylenebilir. Ama bizi en iyi anlaması gereken ve desteğine en çok değer verdiğimiz çevrelerde gözlediğimiz üzücü durum ve haksız yorumlar, bizi özürlü saydıracak ölçüde cesaretimizi kırmış bulunmaktadır.
Sayın Genel Başkanım:
Görevden ayrılma dilekçesinin gerekçesini huzurunuzda açıklarken dahi, şerefli Partimizin bütünlüğünü ve dayanışmasını zedeleyebilecek yeni bir uyuşmazlığa kaynak olmaktan sakınıyorum. Çünkü inanıyorum ki, bu büyük parti, yurt yararı bakımından, hele geçmeye çabaladığımız dar bir boğazda ahenkli olmak ve dışarıya da öyle görünmek zorundadır.
“Zamanı gelen istifa gecikmeden kullanılmalıdır” kuralına bir ödev olarak uyuyorum ve Genel Sekreterlikten ayrıldığımı bilgilerimize derin saygılarımla sunuyorum. 18 Kasım 1971
Şeref Bakşık

İsmet Paşa'nın bu mektuba cevabı şöyledir;
Ankara, 18 Kasım 1971
Sayın Şeref Bakşık
CHP Genel Sekreteri
İzmir Milletvekili
ANKARA
Bugün getirdiğiniz istifanameyi kabul etmediğimi söylemiştim. Bayramdan sonra düşünürüz, diyerek ayrılmıştık.
Evden çıkarken gazetecilere istifa ettiğinizi söylediğiniz anlaşılıyor. Sizce, ısrar buyurduğunuz gibi, istifayı vermekle muamele tamam olmuş sayılıyor.
Radyolar istifa haberinizi memlekete duyurdular.
Sayın Kamil Kırıkoğlu, kendisininkiyle beraber 13 istifanameyi getirdi. İlyas Seçkin Bey İstanbul’da imiş.
Muamele, emrivaki olarak etrafıyla tamamlanmış oluyor.
Bu yeni istifa usulünün düzelmesi lazım geldiğinin bir gün anlaşılacağını ümit ediyorum.
Sizden ricam: zat-ı alinizin ve Merkez Yönetim Kurulu üyelerinin vekil olarak vazifeye devam etmenizdir. Bu devam, bir ay kadar sürebilir. Çünkü; Kurultay toplamam ihtimali görünüyor.
Vazifeye bu kadar uzun bir müddet vekaleten devam etmenin güçlüklerini ve mahzurlarını bilirim.
Fakat, çaresiz olan bu vekalet devrinin uzunca olması ihtimalini kabul buyurmanızı ayrıca rica ederım.
Saygılarımla,
İsmet İnönü
Cumhuriyet Halk Partisi
Genel Başkanı

(Not : Basında yayınlanmayan bu iki belge Sayın Şeref Bakışık'ın arşivinden alınmıştır)
Paşa'nın Bayramlığı
Paşa hükümet işleri ile uğraşırken, Ecevitçiler parti örgütünün başında çalışmaya başladılar. Kongrelere gidiyor, demeçler gönderiyorlardı. Ecevit, Söke CHP ilçe kongresinde yaptığı konuşmada, “CHP parçalanarak Türkiye kurtulamaz." diyor Özetle CHP’nin egemen güçlerin baskısından ayrılmak üzere bulunduğunu ve rahatsızlığının ana nedenlerinin en birincisinin bu olduğunu söylüyordu. Bazı yerlerde İsmet Paşa’nın resimleri indiriliyor diye haberler geliyordu. Genel Sekreter Şeref Bakşık, Paşa ile, Ecevitçiler arasında kalmıştı. İsmet Paşa kongrelerden haber aldıkça Bakşık’a baskı yapıyor "Hakim olamıyorsun" diyordu. Ecevit taraftarları ise durmadan kongre kulislerini idare ediyordu.

İnönü basınla konuşuyordu;
– “Bunu size bayramlık mı yaptılar Paşam?” sorusuna,
You have read 1 text from Turkish literature.
Next - Demokrasinin Kilit Taşı - 23
  • Parts
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 01
    Total number of words is 2766
    Total number of unique words is 1733
    28.6 of words are in the 2000 most common words
    41.5 of words are in the 5000 most common words
    48.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 02
    Total number of words is 2751
    Total number of unique words is 1773
    28.1 of words are in the 2000 most common words
    39.9 of words are in the 5000 most common words
    47.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 03
    Total number of words is 2912
    Total number of unique words is 1925
    29.4 of words are in the 2000 most common words
    41.4 of words are in the 5000 most common words
    48.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 04
    Total number of words is 2799
    Total number of unique words is 1834
    28.9 of words are in the 2000 most common words
    42.4 of words are in the 5000 most common words
    49.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 05
    Total number of words is 2866
    Total number of unique words is 1813
    29.5 of words are in the 2000 most common words
    41.6 of words are in the 5000 most common words
    49.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 06
    Total number of words is 2863
    Total number of unique words is 1758
    28.9 of words are in the 2000 most common words
    40.7 of words are in the 5000 most common words
    49.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 07
    Total number of words is 2853
    Total number of unique words is 1790
    29.2 of words are in the 2000 most common words
    41.0 of words are in the 5000 most common words
    48.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 08
    Total number of words is 2894
    Total number of unique words is 1875
    28.6 of words are in the 2000 most common words
    41.6 of words are in the 5000 most common words
    48.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 09
    Total number of words is 2853
    Total number of unique words is 1853
    28.4 of words are in the 2000 most common words
    40.8 of words are in the 5000 most common words
    48.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 10
    Total number of words is 2882
    Total number of unique words is 1823
    30.2 of words are in the 2000 most common words
    42.5 of words are in the 5000 most common words
    49.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 11
    Total number of words is 2850
    Total number of unique words is 1850
    29.1 of words are in the 2000 most common words
    41.3 of words are in the 5000 most common words
    48.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 12
    Total number of words is 2832
    Total number of unique words is 1855
    27.6 of words are in the 2000 most common words
    39.3 of words are in the 5000 most common words
    46.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 13
    Total number of words is 2832
    Total number of unique words is 1794
    27.1 of words are in the 2000 most common words
    39.4 of words are in the 5000 most common words
    46.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 14
    Total number of words is 2916
    Total number of unique words is 1735
    29.8 of words are in the 2000 most common words
    43.1 of words are in the 5000 most common words
    51.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 15
    Total number of words is 2837
    Total number of unique words is 1827
    28.8 of words are in the 2000 most common words
    42.6 of words are in the 5000 most common words
    49.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 16
    Total number of words is 2877
    Total number of unique words is 1785
    31.8 of words are in the 2000 most common words
    45.3 of words are in the 5000 most common words
    53.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 17
    Total number of words is 2838
    Total number of unique words is 1848
    29.8 of words are in the 2000 most common words
    43.3 of words are in the 5000 most common words
    50.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 18
    Total number of words is 2762
    Total number of unique words is 1715
    29.1 of words are in the 2000 most common words
    41.9 of words are in the 5000 most common words
    48.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 19
    Total number of words is 2846
    Total number of unique words is 1837
    28.5 of words are in the 2000 most common words
    42.3 of words are in the 5000 most common words
    50.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 20
    Total number of words is 2952
    Total number of unique words is 1745
    30.6 of words are in the 2000 most common words
    43.8 of words are in the 5000 most common words
    50.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 21
    Total number of words is 2899
    Total number of unique words is 1813
    27.1 of words are in the 2000 most common words
    40.4 of words are in the 5000 most common words
    47.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 22
    Total number of words is 2804
    Total number of unique words is 1692
    27.9 of words are in the 2000 most common words
    39.3 of words are in the 5000 most common words
    47.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 23
    Total number of words is 2936
    Total number of unique words is 1715
    28.4 of words are in the 2000 most common words
    40.8 of words are in the 5000 most common words
    48.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 24
    Total number of words is 2940
    Total number of unique words is 1666
    28.0 of words are in the 2000 most common words
    39.6 of words are in the 5000 most common words
    46.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 25
    Total number of words is 2940
    Total number of unique words is 1705
    30.3 of words are in the 2000 most common words
    43.3 of words are in the 5000 most common words
    50.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 26
    Total number of words is 2892
    Total number of unique words is 1840
    27.4 of words are in the 2000 most common words
    39.6 of words are in the 5000 most common words
    46.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 27
    Total number of words is 2928
    Total number of unique words is 1711
    28.4 of words are in the 2000 most common words
    40.9 of words are in the 5000 most common words
    47.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 28
    Total number of words is 3028
    Total number of unique words is 1793
    31.4 of words are in the 2000 most common words
    42.9 of words are in the 5000 most common words
    49.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 29
    Total number of words is 3007
    Total number of unique words is 1807
    29.4 of words are in the 2000 most common words
    40.8 of words are in the 5000 most common words
    47.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 30
    Total number of words is 3070
    Total number of unique words is 1785
    28.7 of words are in the 2000 most common words
    41.0 of words are in the 5000 most common words
    48.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 31
    Total number of words is 3021
    Total number of unique words is 1916
    27.0 of words are in the 2000 most common words
    39.1 of words are in the 5000 most common words
    46.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 32
    Total number of words is 2981
    Total number of unique words is 1848
    30.8 of words are in the 2000 most common words
    44.1 of words are in the 5000 most common words
    50.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 33
    Total number of words is 3039
    Total number of unique words is 1886
    28.1 of words are in the 2000 most common words
    40.1 of words are in the 5000 most common words
    48.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 34
    Total number of words is 2892
    Total number of unique words is 1713
    27.1 of words are in the 2000 most common words
    39.1 of words are in the 5000 most common words
    45.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 35
    Total number of words is 3073
    Total number of unique words is 1897
    27.4 of words are in the 2000 most common words
    40.1 of words are in the 5000 most common words
    47.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 36
    Total number of words is 3000
    Total number of unique words is 1810
    27.3 of words are in the 2000 most common words
    39.5 of words are in the 5000 most common words
    47.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 37
    Total number of words is 2922
    Total number of unique words is 1751
    27.9 of words are in the 2000 most common words
    39.6 of words are in the 5000 most common words
    46.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 38
    Total number of words is 2910
    Total number of unique words is 1741
    26.0 of words are in the 2000 most common words
    37.9 of words are in the 5000 most common words
    44.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 39
    Total number of words is 1792
    Total number of unique words is 1162
    30.5 of words are in the 2000 most common words
    43.0 of words are in the 5000 most common words
    50.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.