Demokrasinin Kilit Taşı - 20

Total number of words is 2952
Total number of unique words is 1745
30.6 of words are in the 2000 most common words
43.8 of words are in the 5000 most common words
50.8 of words are in the 8000 most common words
Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
İlhan Selçuk Cumhuriyet Gazetesi'nde; “12 Mart Bildirisi'ni Devrimci çizgide olumlu bir adım” olarak niteliyor ve “Cici Demokrasinin cılkı çıktı” derken, İlhami Soysal, İsmet Paşa'yı kuyudan adam çıkarmakla suçluyor ve orduyu, önce onu tasviye etmeye çağırıyordu. Kendilerini Devrimci diye tanıtan bütün kuruluşlar ve yazarlar sevinç içindeydiler. Orduyu kutluyorlar, reformların ancak ordu kanalı ile yapılabileceğini bildiriyorlardı.
CHP’nin resmi ağzında, reform sözcüğü yoktu. Reform yapmak hazırlık isterdi ve uzun sürerdi. “Bu muhtıra ile gelen askeri müdahale mümkün olduğu kadar kısa sürmeli ve süratle seçime gidilerek rejim açılmalıydı." deniliyordu
12 Mart’tan bu yana Merkez Yönetim Kurulu üyeleri olarak hep Rüzgarlı Sokakta'ydık. Ecevit, sık sık İsmet Paşa’nın yanına gidip geliyordu. Genelkurmay Başkanı Tağmaç, İsmet Paşa ile görüşmüş izahat vermişti. Bize göre bütün sokak hareketleri, sokakların yürümesi, huzursuzluklar hep, halkın bir düzen değişikliği istemesinin göstergesi idi. Ortanın solu halk tarafından anlaşılmaya başlamıştı. Seçim olsa idi iktidara geliriz diyorduk. Merkez Yönetim Kurulu olarak, müdahaleye karşı çıkılmasından yanaydık ve böyle bir kararı müzakere ediyorduk.
Aldığımız kararları Ecevit, önündeki defterine not eder hatta üyelerin söylediği düşünceleride özet olarak defterine işler, bütün bu yazıları elini yana yatırarak yazar bize okur. Sonra da emrinde bir çok sekreter bulunduğu halde, daktilonun başına geçerek temize çeker, İsmet Paşa'ya götürürdü.
Dönüşünde sayfanın üzerinde, silintiler, çizgiler ilaveler görürdük. Yönetim Kurulundaki bazı üyeler bu duruma kızarlardı. Abdi İpekçi’yi okuyoruz; yazısına “Neredesin Sağduyu” başlığı atmış,

“Adalet Partisi’nde Genel Başkan Demirel’in hislerimizle değil aklımızla davranmalıyız yolundaki uyarılarına rağmen esen hava bu sözlerin doğrultusunda görünmüyor. Genel başkan çözüm yolu için yapılan çalışmaların dışında kalmakla, partisini bir çeşit obstrüksiyona teşvik eden bir tutum takınmıştır. Anamuhalefet partisinde, Genel Başkan İnönü, müdahaleden sonra ortaya çıkan şartların demokratik düzenle bağdaşmadığını ileri sürmekte böylelikle muhtıraya cephe almakta ve çıkış yolu olarak seçimlere gidilmesini önermektedir. Öteki partilerin tutumu henüz kesin biçimde belirmemiştir. İçinde bulunduğumuz günler birleşme uzlaşma zorunluluğunu getiren günlerdir. Hissi, katı ve dar görüşlerden kurtulup bu gerçeği geç kalmadan görmek gerek.”
Meclis kulislerinde, sigara üstüne sigara yakılıyor, fiskoslar, dedikodular tekrarlanıyordu. Üyeler en yakın arkadaşları ile konuşuyordu. Grubun içinde ise MYK 'nın aksine çeşitli düşünceler olduğunu görüyordum.

– “Hükümete gireriz ne olur yani” diyenler,
– “Hükümete karşı çıkmalıyız, Hükümeti katılmadan destekleriz” biçiminde konuşanlar,
– “Gerekirse AP ile koalisyon bile kurabiliriz” kanısını ortaya sürenlerde
vardı.

Her kafadan bir ses çıkarken bir tek noktada düşünceler birleşiyordu. O da tarafsız bir Başbakanın bulunmasıydı. 24 saat sonra İsmet Paşa Grup toplantısına herzamanki gibi ucu kurdaleli çantası koltuğunda, küçük küçük adımlar atarak geldi. (Bütün milletvekili çantaları bir örnek olduğundan Hanımefendi onunkine bir nişan koymuştu.) Onu ayakta alkışladık. Kürsüye çıktı, bir-iki öksürdü, hep böyle yapar boğazını temizlerdi konuşmadan önce “Geçen 24 saat memleket için çok önemli bir devreydi” diye başladı konuşmasına özet olarak;

“ Fakat size kalp huzuru ile söyleyebilirim ki, bu geçen 24 saat zarfında Türkiye millet olarak bünyesindeki sarsılmaz metanetinin bir defa daha örneğini vermiştir. Bulanık suda balık avlamak isteyecekler her memlekette bulunabilir. Bizde bulunanların ümitlerinin bu geçen 24 saat zarfında arttığı tasavvur edilemez. Bu iyimser sözlerimin sebebi şudur: Gerek müdahale etmiş olan ordunun tutumunda, gerek siyasi partilerin ayrı ayrı hepsinin tutumunda, memleketin umumi hayatında sorumluluk hissine ve memlekete sahip olmak ve bu önemli çıkmazdan şerefle ve vatandaşlarımıza zarar gelmeden çıkmak isteği hakim olarak yaşamaktadır. Bugün olayların ve hazırlıkların mahiyetini henüz bilmeksizin çok iyimser, ümidi kuvvetli bir halde huzurunuza çıkmış bulunuyorum.”
CHP Genel Başkanı “Memleketi Hükümetsiz ve boşlukta bırakmaya niyetimiz yok” diyordu konuşması arasında. En önemli sözler ise; “Cumhurbaşkanının, orduyu Tağmaç’la birlikte içinde itilaf olmayan sağlam bir şekle sokmaya çalışıyor” olmasıydı. İnönü UPI ajansına verdiği demeçte ise daha açık konuştu;

“Bu 24 saat sonrasında, vaziyet ümit verici halde görülüyor. Teşebbüse geçmiş olan ordunun uzun zamandan beri devam eden ihtiyacın ve bunalımın çaresiz hareketi olarak teşebbüste bulunduğu anlaşılıyor. Bir an evvel memlekette tabii hayatın, demokratik kuruluşun işlemesini istediği anlaşılıyor. Ordu bünyesi içinde sağlamdır, iç ve dış tehlikelere karşı vazifeye hazır bir metanetle bekliyoruz. Bu ordu tarafıdır. Siyasi partilerin hepsinde sorumluluk hissi öne geçmiştir. Her parti aşırı uçların tesirine kapılmadan memlekette demokratik rejimin yürümesini istiyor. Bugünün pratik güçlüğü hükümetin teşkil edilmesidir. Cumhurbaşkanının bunda muvaffak olması, her şeyi halledecek ve her şey yoluna girecektir. Görüyorsunuz ki çok iyimser bir havadayım. Bu iyimser havayı memleketin umumi havasından alıyorum.”
Paşa'nın fikir değiştirmesine herkes şaşırdı. Sonradan öğrendik ki ordunun içinde de tepeden inmeci bir cunta vardır. Anayasayı rafa kaldırarak, meclisi feshetmeyi öngören bir cunta ile uğraşılmıştır. 24 saat içinde 5 General, 1 Amiral ve 35 Albay emekli olmuş bir takım genç subaylarında yerleri değiştirilmiş ve dağıtılmışlardır.
Cumhurbaşkanı parti liderleri ile görüşmelere başladı. İnönü, yanına Ecevit’i ve Necdet Uğur’u alıp gitti. Sunay, onlara olayın oluşunu anlatmış ve tarafsız bir başbakan üzerinde durmuştu. Sokaktaki vatandaşla yapılan anketlerde:

– Zamanında yapılmış bir müdahaledir.
– Sorunların üstesinden gelinmesi isteniyor
– Tarafsız bir Başbakan ile güçlü sivil bir hükümet kurulmalıdır sonucu çıkıyordu.

Diğer partilerin de Hükümetle ilgili görüşleri ortaya çıkmaya başlamıştı. Demokratik Parti seçim değil güçlü bir hükümet, Güven Partisi bağımsız bir Başbakan ve "Milli Beraberlik" hükümeti istiyordu. AP ise iktidarın elinden alındığı parti olmasına rağmen, Hükümet içinde de dışında da olsa destekleme eğiliminde görünüyordu.

Erim Başbakan
Bağımsız Başbakan beklenirken, teklif Nihat Erim’e yapılmıştı. Kumandanlar Nihat Erim’in Atatürkçülüğüne inanıyor, o'nun Başbakan olmasını istiyorlarmış. İsmi üzerinde orduda ittifak olduğu söyleniyordu. Erim, İnönü’nün iznini almaya Pembe Köşk'e geldi: Paşa şaşırmıştı.

– Tarafsızlık nasıl olacak sen CHP’ye kayıtlısın” dediği zaman,
– “Paşam istifa ederim.” cevabını almıştı.

Paşa, onun bu görevi istediğini sezmiş olacakki “İstifa etmek ve etmemek şahsi bir tasarruftur ve kararı insan kendisi verir.” Bu görevin çok güç bir görev olduğunu biliyormusun? Ortada kalmak ihtimali üzerinde duruyormusun? demiş ve Erim’e ancak sivil bir Hükümete destek verebileceğini de söylemişti. Nihat Erim bu sözlerden sonra, kendisinin Başbakan olmasına Paşa'nın ılımlı baktığı anlamını çıkarmıştı.
Gazeteler "Sabah CHP'li olan Başbakan akşam tarafsız oldu" diyordu. Bizler, parti meclisi ve merkez yönetim kurulu üyeleri olarak hepimiz yanlız şaşkın değil aynı zamanda üzüntülüydük. 40 yıllık CHP’li Nihat Erim’i tarafsız Başbakan olarak gören herkes şaşkındı. Bu tutum, Adalet Partililerin de akıllarındaki tarafsızlık imajına uygun düşmemişti.
Erim
Erim iyi yetişmiş bir insandı. Esendal'ın “Gençleştirme Ekibi”nden parlamentoya girmiş. Ağabeyim Doç.Dr. Necmi Osten'le birlikte milletvekilliği yapmıştı. ikisi de Galatasaray’da okumuştu. Eşi Kamile hanımlada görüşürdük. İlk gençlik yıllarımdan beri beni tanırlardı. Nikâhımızda bulunmuşlar, Nizam’la da dost olmuşlardı. Erim’le İsmet Paşa’nın karşı karşıya geldikleri zamanlar olmuştu. Ama, uzun süre Paşa’nın rahlesinde ders görenlerdendi. Her hareketinden, Paşa'ya büyük saygısı ve çekingenliği olduğunu sezinlerdi insan.
“Devlette olumlu hizmetleri vardır Erim'in” diye konuşurdu, benden 13 yaş büyük olan ağabeyim. “Nihat, tüm karayollarını sağlam kurdurdu. 1950 senesinde uygulanan seçim kanununa da büyük emeği geçti “ diye anlatırdı.
Yüzünde her zaman kibar bir tebessümü olan Nihat Bey normal demokratik bir rejim içinde başarılı bir başbakan örneğini rahatlıkla verebilirdi. Kusurlarını çekinmeden söylerdi, "Hafızam çok zayıftır , onun için herşeyi not alırım” derdi. “Batılı anlamda bir sosyalistim” diye ilave ederdi . Ama ortanın solu bütünleşmesine karşı çıkmış, Ecevit’le birlikte olmamıştı.
Son Parti Meclisi toplantılarında ise Ecevit'le açıktan mücadele vermişti. Kimi kez politik taktikler bir insanda politik düşünceleriyle tam olarak yan yana yürümeyebilir. Kimbilir belkide Nihat Bey de o dönemlerde böyle bir çelişkiyi yaşıyordu. Muhtıranın ona sunduğu Başbakanlık koltuğuna otururken, herhalde en iyi niyetlerle ve hizmet edebileceği ümidiyle uzatmıştı elini kötü kaderine doğru. Üstelik ona silahlı kuvvetlerimiz Atatürkçü yapısı ile destek veriyordu.

Yeri miydi, Zamanı mıydı ?
19-20 Mart günleri CHP Genel Merkezi'nde çok sinirli bir hava esiyordu. Evde gruba gitmek üzere hazırlanmıştım. Grupta, Hükümete üye ve güven oyu verip vermeme meseleleri görüşülecekti. Eşime “Böylesi zor bir ortamda Ecevit'le Paşa anlaşarak problemi çözerler” diyerek kapıdan çıkmak üzereyken, “Orhan Birgit telefonda” dediler. Orhan; “Nermin, çok önemli. Milletvekili olan Merkez Yönetim Kurulu üyelerine haber ver, gruba katılmadan merkeze gelinecek.” Ben, “Nasıl olur Orhan? Grup bizi bekliyor. Bu çok önemli Paşa da geliyor.” diye karşı koyarken, Orhan; bunun da çok önem taşıdığını, Genel Sekreter'in isteği olduğunu bildirdi.
Gruba gittim, toplantı henüz başlamamış, genel başkan gelmemişti. Seyfi Sadi Pencap, Mustafa Ok, ben ve Murat Öner, bir taksiye binip, Rüzgarlı Sokak'taki Parti Merkezine giderken, yolda, Pencap, “Ben her gün Turan Güneş’i alırım birlikte merkeze ya da Meclis'e gideriz. Bu sabah “beni Ecevit’lere götür” dedi. Bahçelievler'de Ecevit’in kapısına geldiğimde, Besim Üstünel’in arabasını da gördüm. Güneş bana "buyur " bile demedi. Teşekkür edip içeri girdi.” diye anlatıyordu. Bu duruma üzülmüştü. “Yahu bizde merkez yönetim kurulu üyesi değilmiyiz ha? Neyiz biz lastik damgamıyız” diye söyleniyordu.
Toplantıya katıldık. Ecevit, istifa ediyordu. İstifası önünde idi, yazılmıştı. Üyelere kısa olmak üzere söz veriyordu. Sıra bana gelince, Genel Başkan'ın haberi olup olmadığını sordum. Haberi yokmuş. Bunun sakıncalarını anlatmaya başladığımda; “Nermin hanım, çok acelem var, lütfen kısa kesermisiniz?”dedi. Basın toplantısı için gideceklermiş, artık mesele belli olmuştu. Bu istifa dar bir çevrede kararlaştırılmıştı. Ne İnönü'nün haberi vardı ne de MYK çoğunluğunun. Kala kaldım. Bülent Bey önde, arkada Turan Güneş, Besim Üstünel ve diğer yönetim kurulu üyeleri toplantı odasından dışarı çıktılar. Ben ve Şeref Bakşık gitmemiştik. “Anlaşılan bunların hepsi istifa edecek. Ben de istifamı yazıp gerekçesiyle birlikte Paşa’ya götüreyim” diye konuştum mu? Yoksa düşündüm mü? hatırlamıyorum. Arkalarından “siz ne yaptığınızı biliyormusunuz acaba” diye bağırmış, çok sinirlenmiştim. Şeref Bey ne yaptı onu da hatırlamıyorum. Nizam altkattan sesimi duymuş, " ne oluyor.?" diye yanıma gelmişti.
Pembe Köşk’te, Paşa her zamanki yerindeydi. Radyodan Ecevit’in istifa haberi veriliyordu. Onu bu kadar düşünceli ve üzgün hiç görmemiştim.”Paşam”, dedim. “Bana da sürpriz oldu, ancak yetiştirebildim.” ve istifamı uzattım. Yukarıda yazdıklarımı aynen ona anlattım. Hiçbir şey söylemedi ama, yüzünden bütün duygularını okuyordum. Hiç beklemediği bir davranışla karşı karşıyaydı. En zor zamanında, çok ihtiyacı olan insan, güvendiği insan ona kötü bir sürpriz adeta emrivaki yapmışdı. Sofra hazırlanmıştı, beni de yemeğe alıkoydular. İlk kez Paşa’nın sofrasında yemek yiyordum. Yoğurtlu ıspanak ve muhallebiyi anımsıyorum. Sofrada kimsenin ağzını bıçak açmıyordu. Sanki 12 Mart bir kez daha bu evde de patlamıştı. Gazeteler, kumandanların müdahalesini Yunan modeline benzeten Ecevit’in, istifa ettiğini, hareketin hükümetten çok ortanın soluna karşı yapılmıştır dediğini yazdılar. Toplanan ortak grupta, Ecevit ve Merkez Yönetim Kurulu üyeleri beklenmişti. İstifa haberi gelincede İnönü evine gitmiş ortak grup dağılmış. Ertesi günün gazetelerinde istifa edenlerin resimleri iki kişinin eksiği ile çıkmıştı. Şeref Bakşıkla, ben onların arasında değildik.
Son Havadis Gazetesi haberinde; “AP’si bir görüş saptamağa uğraşıyor. Demokrasiyi dejenere etmeden en kısa zamanda seçim ile milli iradeye dönüş yollarını aramak için İnönü ile aynı paralelde, hükümetin teşkiline güçlük çıkarmamak. Fakat parti haysiyetinden de bir şey kaybetmeden bunu gerçekleştirmeyi düşünmekte. Demirel, partisi içindeki parlamenterlerin durum ve tutumunu izleyerek, soğuk kanlı bir politika yürütmekte” diye yazıyor. Aynı gazetenin CHP ile ilgili durum değerlendirmesinde ise özet olarak; “Nihat Erim’in başbakan olarak tayini, Ecevit ve taraftarlarını şoke etmişti. Bu durum parti içinde bir hizbin tutulması, diğerinin tasfiyesi şeklinde yorumlanıyor” deniyordu.
Ecevit’in istifası radyoda da okununca bütün Türkiye’ye yayıldı. Sokaktaki vatandaş gazete anketlerine göre, Başbakan olarak Erim’i tutmuştu. Ama, aydın kesim arasında CHP’ye inananlar, 12 Mart'ın yarattığı umutsuzluğa bir de bu istifa haberini eklediler ve üzüldüler. Bazı bürokratlara göre "Ecevit papaza kızıp oruç bozmuştu. Hem canım bakalım bu muhtıra gerçekten Ecevit’i mi karşısına alıyordu. Sanki, ona karşı mı yapılmıştı? ıktidarı elinden alınan parti Adalet Partisi bile ne kadar ölçülü gidiyordu. Ecevit'e de ne oluyor, böyle? " diyenlerde vardı. Neden sonra , Ecevit, İnönü’ye Prof. Besim Üstünel ile bir istifa mektubu gönderdi.
Sayın İsmet İnönü,
CHP Genel Başkanı,

Sayın Başkanım,
Demokratik rejim için ve CHP için çok hayati saydığım bir konuda görüş ayrılığına düşmüş bulunuyoruz. Bu kadar önemli bir konuda sizin görüşünüze katılmadan Genel Sekreterlik görevini yürütmeğe hakkım olamazdı. Onun için CHP Genel Sekreterli'ğinden ayrılıyorum. Bu güne kadar eşsiz önderliğinizle bana güç kattınız. Size sonsuz şükran ve minnet duygularımı, yaşadıkça içimde taşıyacağım.Yürekten saygılarımı sunarım.

Bülent Ecevit
Mektup basına yaptığı açıklamalara göre çok kısa yazılmıştı. Ama içten ve saygılıydı.

“Ecevit istifa kararını dünkü basın toplantısında şu değerlendirme ve gerekçelerle açıklamıştı. Demokrasi ile kurultaylarla önlenemeyeceği görülen bir hareket, darbe ile önlenmiş, ortanın solu ve benim, Demokrasi ile yenilemeyeceğim anlaşılmış. Demokrasi kuralları dışına çıkılarak, müdehale belirli bir amaca ulaşmış , oyun bitmiştir. Hükümete katılsak ve desteklesek, işte CHP’nin işbirliği ile çevrilen bir oyun diyecekler bu hem CHP’ye hem de orduya zarar verecekti. Seçimler kaybedildiğinde ise suç ortanın soluna bağlanacaktı. Hükümete katılmasak Memleketi hükümetsiz bırakmak istiyorlar, sorumsuzdurlar, kıskançtırlar denecek, gene ortanın solu suçlanacaktır.”
Apdi İpekçi makalesine şöyle devam ediyordu.
“Bu şimdilik duygusal tepkilerle verilmiş bir yargı niteliğinde gözükmektedir. Zira 12 Mart Muhtırası'nın ortanın solunu tasviye niyeti ile verildiği ve o günden bu güne gelişen olaylar zincirinin, hep aynı planın uygulamasıyla ilgili bulunduğu inandırıcı değildir. Ecevit belki hatalar yapmış, birleştirici bir lider rolünü gereğince kullanamamış olabilir. Belki yanlış telkinlerin etkisi altında da kalmıştır. (Bu hususda kesin bir yargıya sahip değiliz) Ama Ecevit’in de siyasi çekişmelere alet edilmemesi kanaatindeyiz. Korktuğumuz sonuç hiç umulmadık zaman ve biçimde gerçekleşti. Dileğimiz duygusal gelişmelerin büsbütün olumsuz gelişmelere yön vermemesi, daha serin kanlı ve uzlaşmacı değerlendirmelerle, Ecevit’in tekrar aktif görevlere dönmesini sağlayacak koşulların yaratılmasıdır.”
İpekçi yazılarıyla her zaman Ecevit’in yanında olmuş onu desteklemişti. Onunda kafasında bizler gibi bir İnönü - Ecevit birlikteliği vardı. 12 Mart aynen bizler gibi ondaki bu sentezin orta yerine ve en ince noktasına düşmüştü. İnönü’yü ve İnönü ekolünü iyi anlayan bir yazardı. Yüzde yüz paylaştığım bazı yorumları vardır.

Yeni Genel Sekreter
23 Mart 1971 günü sabahı Rüzgarlı Sokak'taki parti binasının bütün odaları Parti Meclisi üyeleri ve milletvekilleri ile dolu idi. Ortalıkta heyecanlı bir kalabalık vardı. Konu Ecevit’in istifası ve yeni seçilecek olan genel sekreterdi. Turan Güneş ile Deniz Baykal Parti Meclisi'nden de toptan çekilmeyi ve herkesin istifa etmesini öneriyorlardı. Birçokları ise bu ortalığı boş bırakmak olur, doğru değildir, tezini savundular. İnönü o sabah basın mensuplarına “şimdi gideceğim, parti meclisi ve genel merkez meselelerinide halledeceğim” demişti. Salondaki sıralar dolmaya başladı. Ecevit arka sıralardan birisine oturdu. Genel Başkan salona girince çevresine bir göz attı ve o'nu görünce, “ha, ha hoş geldin, hoş geldin” dedi.

Toplantıyı açtı. Ecevit’in veda mesajı okundu, sonra da.
“Aramızda fikir ayrılıkları olmuştur. Bunlarda zaman zaman birbirimizle ittifak etmişizdir. Bu son seferinde emrivaki olduğu için bu sonuç doğdu. Görüyorsunuz aramızda bir kırgınlık yok. Hizmetlerine teşekkür ederim. İlerde kendisine vazife düşecektir”
dediği sırada Ecevit’in salonu terkettiğini gördük. Yeni Genel Sekreter'in seçiminde bulunmak istemiyor diye düşündüm. Ortalıkta iki aday vardı. Necdet Uğur, İbrahim Öktem.
İbrahim Öktem, 11 oy aldı. Büyük çoğunluğu Ecevitçi olan parti meclisinden Necdet Uğur’a ise sadece üç oy çıkmıştı. Turan Güneş, Öktem için “Yahu kim soktu bu işi onun aklına, söyleyin Allah aşkına, adaylıktan çekilsin, Paşa ondan hiç hazetmez. Eskaza seçilirse çekeceğimiz vardır” diyordu. Parti Meclisi üyelerinin düşündüğü ise, hem Paşaiya yakın hemde kendilerine yakın bir kişinin bulunabilmesiydi. İsmet Paşa; "Saat 18’de yeniden toplanırız" dedi ve toplantıya ara verdi.
Şeref Bakşık, Yaşar Akal, ben ve daha bir iki Parti Meclisi Üyesi, bir odada toplanmıştık. Şeref Bakşık’a ısrar ediyorduk. Bu görevi kabul etmeliydi. Hem inanmış bir ortanın solcusu idi. Çok iyi steno bildiği için Paşa onu hiç yanından ayırmazdı, severdi de. Aklı başında nazik bir arkadaşımızdı. Kimseye taife olmazdı. “inancının” adamıydı. Ecevitl'e de arası iyiydi. Şeref Bakşık’ı Genel Sekreter yapmak en akıllıca işti. Çok uğraşmıştık. Baştan itiraz etti, "Bu görevi kabul edemem" dedi. Biz ısrarlı olunca yumuşadı. İlyas Seçkin ile birlikte bir kaç kişi, İnönü’yü ikna etmek için Pembe Köşk’e yollandılar.
Bir-iki değişen isimle yeni bir yönetim kurulu listesi yapılmış, Paşa’nın fikride alınmıştı. Genel Başkan bu yeni listeye benim adımı da yazdırmıştı. Sildirdim. Olayların nasıl gelişeceğini biliyordum. İnönü ile Ecevit’in arasında kalmak istemiyordum. Kendisine her zaman çok güvendiğim hizip adamı olmayan Şeref Bakşık’a “Allah kolaylık versin” diyordum içimden.
Açılan oturumda Şeref Bey kolay seçildi. Zor bir görev yüklenmenin bilinci içinde görünüyordu. Daha sonra kurulacak olan Erim Hükumeti'nde “beyin takımı” diye ün salacak olan milletvekilleri belli olmuştu. 26-27 Mart 1971’de Erim, hükümeti ilan etti : Sadi Koçaş, Atilla Karaosmanoğlu, Mehmet Özgüneş, Doğan Kitaplı, İsmail Arar, Ferit Melen, Hamdi Ömeroğlu, Osman Olcay, Sait Naci Ergin, Şinasi Arel, Cahit Karakaş, Türkan Akyol, H.Özalp, Orhan Dikmen, Haluk Arık, Atilla Sav, İhsan Topaloğlu, Erol Akçal, Çilingiroğlu, Selahattin Babüroğlu, Doktor Cevdet Aykan, Özer Derbil ve Sezai Ergun .
O günlerde Meclis, muhtıranın gölgesinde de çalışmaktadır. Gruplar toplanıyor. Erim hükümetine verilecek güven oyunun cinsi tartışılıyor reformlar konuşuluyor, planlama başkanı Başbakan Erim’e raporlar hazırlıyordu.
Başta İnönü olmak üzere, CHP grubundaki genel kanı, hükümete güven oyu verilmesi, badirenin kısa yoldan atlatılmasıdır. Ecevit ise aslında güvensizlik oyu verilmesi veya grubun serbest bırakılmasından yanadır. CHP grubunda o gün tartışmalı bir toplantı yapıldı. ınönü, Ecevit’e “Fena yoldasın, senin yaptığını bana Feyzioğlu bile yapmadı” diye çıkıştı ve 50’ye karşı 100 oyla güven oyu verilmesi kabul edildi. Abdi İpekçi de yazısında şöyle der;

“Ecevit prensip adamı olduğunu demokratik hukuk kurallarına bağlılıkta taviz vermez bir anlayış taşıdığını ıspatlamak gereğini duymuş olabilir. Sırf bu açıdan bakınca demokratik hukuk kurallarına ilkelerine aykırı düşen bir hükümete, güvenoyu verilmemesi isteği anlaşılır bir davranıştır. Ancak bu istek beraberinde getirdiği koşullarla birlikte değerlendirilmekte, desteklenmesi güç bir davranış niteliği kazanacaktır. İlk çıkışta olayların kendisini ve iktidara geleceği anlaşılan ortanın solunu bertaraf etmek için hazırlandığını ileri sürmekle inandırıcı olmayan bir teşhisde bulunmuştur. Dün de aynı hatayı tekrarlamıştır. Hükümet programını tenkit ederken “1961’den bu yana gördüğümüz en sönük, en sulandırılmış, en anlamsız ve en boş hükümet programı” olarak nitelemesi. Bununla da kalmayıp, daha hiçbir icraatta bulunmamış olan bakanları ön yargılarla suçlaması hem inandırıcı olmayacak hem de duygusal nedenlerin etkisi altında bulunduğu şüphesini büsbütün güçlendirecektir. Ecevit’in dünkü çıkışı, gerek kendisini gerek CHP’yi önemli gelişmelerin dönemecine getirmiştir. Bunun nasıl olacağını zaman gösterecek. Şimdilik belirtmek istediğimiz şudur: Ecevit’i Türk siyasi hayatında önemli ve olumlu bir lider olarak tanıyoruz. Ona bağlanmış umutlar ve inançları sarsacak davranışlar, ancak kişiliğine ve savunduğu görüşlere düşman olanları sevindirir. “
(Milliyet, 7 Nisan l97l)
TBMM’de artık siyasi partilerin grup odaları dolup dolup boşalıyordu. Okunan hükümet programından sonra “güven oyu” meseleleri tartışılıyordu. Ama bütün milletvekillerinin neşesi kaçmıştı. Parlamentonun özünden birşey eksilmişti. Benim de kafam karışıktı. Böyle kritik bir zamanda Parti birlik, bütünlük içinde olmalıydı. Hele hele Ecevit ile İnönü’nün ters düşmesine çok canım sıkılıyordu. Ecevit-İnönü ters düşmesi, içimdeki politik dengeye, inanışımdaki güce zarar veriyordu. Siyasi hayatımız, ta.. 50’lilerden bu yana bir “misyon”un içinde gelişmişti. Politika alanındaki merdivenleri tırmanmamız, ancak inançlarımızla birlikte olduğu zaman bir değer yargısı kazanıyordu.
İnancıma göre; Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve CHP'nin kuruluşunda, Atatürk'le birlikte en önde çalışan İsmet Paşa, uzun politika yıllarında, demokrasiye ve rejime adamıştı kendisini. Hemde ortanın solunu ilk kez ortaya atarak ve ona destek vererek. İsmet Paşa yalnız Türkiye için değil, CHP içinde büyük bir şanstı. İnandığım genel başkandı. CHP'nin kuruluşunda olduğu gibi, süregelmesinde, yenileşmesinde parti bütünlüğünün korunmasında da onun bir önder ve kilittaşı adam olarak görürdüm. Ecevit'e güvenmişti, Ecevit ondan çok şeyler öğreniyor ve yetişiyor diye düşünüyordum.

Basında bu kez ;
You have read 1 text from Turkish literature.
Next - Demokrasinin Kilit Taşı - 21
  • Parts
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 01
    Total number of words is 2766
    Total number of unique words is 1733
    28.6 of words are in the 2000 most common words
    41.5 of words are in the 5000 most common words
    48.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 02
    Total number of words is 2751
    Total number of unique words is 1773
    28.1 of words are in the 2000 most common words
    39.9 of words are in the 5000 most common words
    47.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 03
    Total number of words is 2912
    Total number of unique words is 1925
    29.4 of words are in the 2000 most common words
    41.4 of words are in the 5000 most common words
    48.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 04
    Total number of words is 2799
    Total number of unique words is 1834
    28.9 of words are in the 2000 most common words
    42.4 of words are in the 5000 most common words
    49.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 05
    Total number of words is 2866
    Total number of unique words is 1813
    29.5 of words are in the 2000 most common words
    41.6 of words are in the 5000 most common words
    49.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 06
    Total number of words is 2863
    Total number of unique words is 1758
    28.9 of words are in the 2000 most common words
    40.7 of words are in the 5000 most common words
    49.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 07
    Total number of words is 2853
    Total number of unique words is 1790
    29.2 of words are in the 2000 most common words
    41.0 of words are in the 5000 most common words
    48.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 08
    Total number of words is 2894
    Total number of unique words is 1875
    28.6 of words are in the 2000 most common words
    41.6 of words are in the 5000 most common words
    48.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 09
    Total number of words is 2853
    Total number of unique words is 1853
    28.4 of words are in the 2000 most common words
    40.8 of words are in the 5000 most common words
    48.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 10
    Total number of words is 2882
    Total number of unique words is 1823
    30.2 of words are in the 2000 most common words
    42.5 of words are in the 5000 most common words
    49.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 11
    Total number of words is 2850
    Total number of unique words is 1850
    29.1 of words are in the 2000 most common words
    41.3 of words are in the 5000 most common words
    48.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 12
    Total number of words is 2832
    Total number of unique words is 1855
    27.6 of words are in the 2000 most common words
    39.3 of words are in the 5000 most common words
    46.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 13
    Total number of words is 2832
    Total number of unique words is 1794
    27.1 of words are in the 2000 most common words
    39.4 of words are in the 5000 most common words
    46.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 14
    Total number of words is 2916
    Total number of unique words is 1735
    29.8 of words are in the 2000 most common words
    43.1 of words are in the 5000 most common words
    51.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 15
    Total number of words is 2837
    Total number of unique words is 1827
    28.8 of words are in the 2000 most common words
    42.6 of words are in the 5000 most common words
    49.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 16
    Total number of words is 2877
    Total number of unique words is 1785
    31.8 of words are in the 2000 most common words
    45.3 of words are in the 5000 most common words
    53.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 17
    Total number of words is 2838
    Total number of unique words is 1848
    29.8 of words are in the 2000 most common words
    43.3 of words are in the 5000 most common words
    50.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 18
    Total number of words is 2762
    Total number of unique words is 1715
    29.1 of words are in the 2000 most common words
    41.9 of words are in the 5000 most common words
    48.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 19
    Total number of words is 2846
    Total number of unique words is 1837
    28.5 of words are in the 2000 most common words
    42.3 of words are in the 5000 most common words
    50.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 20
    Total number of words is 2952
    Total number of unique words is 1745
    30.6 of words are in the 2000 most common words
    43.8 of words are in the 5000 most common words
    50.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 21
    Total number of words is 2899
    Total number of unique words is 1813
    27.1 of words are in the 2000 most common words
    40.4 of words are in the 5000 most common words
    47.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 22
    Total number of words is 2804
    Total number of unique words is 1692
    27.9 of words are in the 2000 most common words
    39.3 of words are in the 5000 most common words
    47.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 23
    Total number of words is 2936
    Total number of unique words is 1715
    28.4 of words are in the 2000 most common words
    40.8 of words are in the 5000 most common words
    48.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 24
    Total number of words is 2940
    Total number of unique words is 1666
    28.0 of words are in the 2000 most common words
    39.6 of words are in the 5000 most common words
    46.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 25
    Total number of words is 2940
    Total number of unique words is 1705
    30.3 of words are in the 2000 most common words
    43.3 of words are in the 5000 most common words
    50.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 26
    Total number of words is 2892
    Total number of unique words is 1840
    27.4 of words are in the 2000 most common words
    39.6 of words are in the 5000 most common words
    46.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 27
    Total number of words is 2928
    Total number of unique words is 1711
    28.4 of words are in the 2000 most common words
    40.9 of words are in the 5000 most common words
    47.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 28
    Total number of words is 3028
    Total number of unique words is 1793
    31.4 of words are in the 2000 most common words
    42.9 of words are in the 5000 most common words
    49.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 29
    Total number of words is 3007
    Total number of unique words is 1807
    29.4 of words are in the 2000 most common words
    40.8 of words are in the 5000 most common words
    47.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 30
    Total number of words is 3070
    Total number of unique words is 1785
    28.7 of words are in the 2000 most common words
    41.0 of words are in the 5000 most common words
    48.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 31
    Total number of words is 3021
    Total number of unique words is 1916
    27.0 of words are in the 2000 most common words
    39.1 of words are in the 5000 most common words
    46.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 32
    Total number of words is 2981
    Total number of unique words is 1848
    30.8 of words are in the 2000 most common words
    44.1 of words are in the 5000 most common words
    50.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 33
    Total number of words is 3039
    Total number of unique words is 1886
    28.1 of words are in the 2000 most common words
    40.1 of words are in the 5000 most common words
    48.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 34
    Total number of words is 2892
    Total number of unique words is 1713
    27.1 of words are in the 2000 most common words
    39.1 of words are in the 5000 most common words
    45.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 35
    Total number of words is 3073
    Total number of unique words is 1897
    27.4 of words are in the 2000 most common words
    40.1 of words are in the 5000 most common words
    47.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 36
    Total number of words is 3000
    Total number of unique words is 1810
    27.3 of words are in the 2000 most common words
    39.5 of words are in the 5000 most common words
    47.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 37
    Total number of words is 2922
    Total number of unique words is 1751
    27.9 of words are in the 2000 most common words
    39.6 of words are in the 5000 most common words
    46.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 38
    Total number of words is 2910
    Total number of unique words is 1741
    26.0 of words are in the 2000 most common words
    37.9 of words are in the 5000 most common words
    44.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 39
    Total number of words is 1792
    Total number of unique words is 1162
    30.5 of words are in the 2000 most common words
    43.0 of words are in the 5000 most common words
    50.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.