Demokrasinin Kilit Taşı - 13

Total number of words is 2832
Total number of unique words is 1794
27.1 of words are in the 2000 most common words
39.4 of words are in the 5000 most common words
46.1 of words are in the 8000 most common words
Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
çatılan bu bildiride, sınıf mücadelesini reddeden, üretim araçlarının yine
özel mülkiyette kalmasını savunan çıkarcı, bir anti emperyalist savaşa
yanaşmayan CHP yöneticileri açıkça diyorlardı ki, "biz sömürücü burjuva,
toprak ağası, kapkaççı tüccarlarla, sömürücü komprodor denen, kurtlarla,
kuzuları bir arada yaşatacağız... CHP, yeni girdiği ortanın solu postuyla,
halkı kandırarak iktidarı koparacağını zannediyor." Teksir edilerek
dağıtılan bu bildiriye, Ecevit Kars'da yaptığımız toplantıda cevap verdi :

"TİP bizden ayrı düşünüyor. Bir çok bakımlardan onların yolunu, tutumunu
tehlikeli buluyoruz ama, gerçek demokraside her çeşit partiye yer
vardır."
Ecevit bu toplantıda TİP'in küçük bir parti olduğunu,
iktidarın onun başını ezmek istediğini, biz de onlara çatarsak, iktidarın
ekmeğine yağ süreceğimizi anlatmış ve bu nedenle şimdiye değin ses
çıkarmıyorduk demişti. Ayrıca, "Çok doğru söylüyorlar, biz sınıf
mücadelesini reddeden bir partiyiz. Evet biz üretim araçlarının geniş
ölçüde özel mülkiyette kalmasını savunan bir partiyiz" diye eklemişti. Bu
satırlar ise 18.10.1967'de Ulus'da yayınlandı.
Türkgözü Köyü bugün gibi gözlerimin önünde. Ilgar Dağı
geçidinden inerek Posof'a gelinir. Oradan yol Rus topraklarına doğru uzar.
Yolla birlikte bir parça Türk toprağı da üçgen biçiminde, Sovyet
topraklarının içine girmiş gibi olur. Sağa bakarsanız çelik gözetleme
kuleleri, sola bakarsanız gene onlar. Projektörleri Türk topraklarına
doğru çevrilmiş. En uçta ise bizim karakol ve Türk bayrağı. Mehmetçik
heykel gibi durur. Karşıda, Ahıska görünür. O zaman yüzbaşıdan izin alıp
dürbünle baktık. Derli toplu evler, evleri birbirine benzeyen, sokakları
bomboş bir kasaba. "Neden böyle?" diye mehmetçiğe sorduk: "Göstermelik
yapmışlar. ıçinde yaşamıyorlar" diye cevap verdi.
Türkgözü Köyü yemyeşildi sonbaharda. Ahşap yapıların askılar
üzerinde duran kilerlerin, samanlıkların pencerelerine öbek öbek sarı
mısır koçanları, iplere dizilmiş kırmızı biberler asılmıştı. Gezi
sırasında Ecevit'ler "kimseye yük olmayalım otellerde kalalım" demişlerdi.
Iğdır'da otelle han arası bir barınak bulduk. Sabaha karşı gürültülü,
şamata ile uyandım. Sırtıma birşeyler geçirip kapıyı araladım. Fikret
Otyam koridorda durmuş: "Bit yiğitte bulunur arkadaşlar" diye avucundakini
gösteriyordu.
Susuz ilçesinden sonra İlhami Soysal'ın sözünü ettiği,
huduttaki 8'nci asırdan kalma, Ani harabelerini gezdik. Aras'ın karşı
kıyısında bir Sovyet çobanı koyunlarını otlatıyordu. "İşte bu koyunlar
devletin, çoban da devlet memuru herhalde" diye konuşurken, Ecevit "Evet
ortanın solu burada biter" dedi.
Yakındaki Arazoğlu köyünde akşam yemeğine kaldık. Zengin
bir ziyafetti. Bülent Bey ile Rahşan Hanımı taht gibi yüksek bir sedire
oturttular. Biz de yanlarına geçtik. Sedirin önündeki masaların üstüne
sofralar kuruldu. Su içtiğimiz kupalar som gümüştendi. Savatlı, nesli
tükenmiş Van işlerinden. Gümüş kupalardaki suyu göstererek:

"Suyu nereden alırsınız, kuyudan mı?"
"Hayır... Kapının önündeki arkdan, merak etmeyin temizdir. Tülbentten
süzeriz."
Eve girerken görmüştüm. Bir kadın oturmuş arkın kenarında
çamaşır yıkıyordu. Biraz ötede ise kazlar yüzüyordu. Ev sahibinin bir kaç
karısı vardı ama, erkeklerin yanına çıkmıyorlardı. İri yarı ve çok şişman
olanı, Rahşan hanımla beni içerki odaya aldı. Tahta sandığı açtı, biz
kahvelerimizi içerken, içinden bir tüp "Pertev kremi" çıkardı ve kolonya
ikram eder gibi, avuçlarımıza bolca sıktı. Aynı sandıktan çıkardığı bir
kutu "Hacıbekir şekeri"ni de tuttu.
Dönüşte Van'dan, Esatoğlu'nu uçağa sokuncaya kadar akla karayı
seçtik. Meğer çok korkarmış ve o güne kadar hiç binmemişmiş. Esatoğlu
uçakta dudaklarına kadar bembeyaz kesilmişti. İyi anımsayamıyorum, ya
Elazığ, ya da Malatya idi, meydana indiğimiz bir ara, Hüseyin Ezer
kendisine bir kaç kadeh votka içirmişti de biraz düzelebilmişti.
Kağızman'da bizlere birer tane, Paşa'ya ise bir sepet elma
armağan edilmişti. Gördüğüm en ilginç elmalardı bunlar. Üstünde elmanın
doğal kızarıklığından olma, Türk bayrakları vardı. Bu işlemi, daha elmalar
olmadan, üzerlerine belirli şekilde mum dökmek suretiyle yaparlarmış.
Doğu dönüşünde Meclis Grubu Yönetim Kurulu Üyeliğine seçildim.
Bu benim meclis içi ilk parti yöneticilik görevimdir. Ben parti meclisi,
MYK üyelikleri de yaptım. Ama Meclis içi bir göreve her zaman daha çok
ısınırdım. Bir kere bu toplantılara İsmet İnönü Başkanlık ederdi
çoğunlukla. Bu Toplantılarda kongreler, hizipler hiç konuşulmaz ciddi
memleket meseleleri ele alınırdı.
Bana bu tutum güven verir Devletin önemli bir kişisiymişim
gibi hissederdim kendimi. Grup Yönetim Kurulu Toplantıları en çok sevdiğim
parti göreviydi. Çünkü Devletin yaşayan bir parçası İsmet İnönü'yle
çalışıyordum.

Meclisin Mutfağı ve Çetin Altan
Çetin Altan, kapağında "bostan korkuluğu" olan kitabında,
Meclis mutfağında pişen ve satılan yemeklerden bahseder ve bunu uzun uzun
anlatır. Oysa Meclis'in gerçek mutfağı, komisyonlardır. Zaten Çetin
Altan'ı da orada kızarmış kuzu niyetine yemeğe kalktılar. Komisyon
çalışmalarını severdim. Bütün meclis içi görevlerde olduğu gibi. Meclis'e
girdiğim yıldan bu yana Anayasa Komisyonu'nda idim. Tam 7 yıl üyelik
yaptım orada. Deprem çalışmalarım nedeniyle, grup beni İmar İskan
Komisyonu'nda da görevlendirmişti. 5 yıl da orada çalıştım, sözcülüğünü
yaptım partinin. İmar İskan Bakanı Haldun Menteşeoğlu'yla düşman kardeşler
gibiydik.
Meclis'i düşündükçe, komisyonları atölyelere benzetirim, bir
fabrikanın atölyelerine, bilimle-politika, taktikle-teknik,
hukukla-partizanlık, bir potada kaynar dururdu oralarda. Eğer bir
komisyonda gerçekten varlık göstermek istiyorsanız iyi hazırlanmanız
gerekirdi. Meclis'in o koskocaman kütüphanesinde, her konuda, ne ararsanız
bulurdunuz. Çalışanlar, komisyonlara gide gele uzmancasına bilgiler
kazanırdı. Milletvekilleri tip tipti. Kimini hiç komisyonlarda
göremezdiniz, sıkılırlardı. Zaman zaman oylamalarda sayı yapsınlar diye,
gurup zoruyla gelirlerdi. Bunların çoğu meclisde de sadece bu işe
yararlardı. Yıllarca gidip gelip de, bir gün kürsüye çıkmayan,
komisyonlarda ağzını açmayan, bir tek önerge bile hazırlamayan kişiler
bulunurdu. Bir de bunların tam zıddı: "delice böcekler"... Ellerinde olsa
yataklarını yorganlarını alırlar, genel kurula ya da komisyon odalarına,
grup odalarına serip ertesi günü bekleyecekler!... Orta kararlar vardı,
her kavgaya teşne. Ağzı laf yapan, dağarcığı oldukça dolu, zaman zaman
kürsüden büyük konuşmalar tutturan ve bu yüzden kendilerini lider oldu
sayan başaltı pehlivanlar. Gerçekten çok güzel konuşanlar, konuşmalarını
espirilerle süsleyenler, çalışıp da gelenler... Çalışmadan kürsüye çıkıp,
bir dediği bir dediğini tutmayanlar.
Mecli'sdeki genel kurul konuşmalarının provaları, komisyon
toplantılarında yapılırdı. Her üye önündeki mikrofonu kendine doğru çeker,
başlardı konuşmaya. Anayasa Komisyonu, önem bakımından Bütçe Plan Karma
Komisyonu'ndan sonra gelirdi. Bütçe komisyonunun ayrı bir özelliği vardı.
Üyelerine, "sezon" süresince her konuda, konuşma olanağı sağlardı. Sıra
kalırsa üye olmaylanlar da konuşabilirlerdi. Çok ilginçti bu komisyon. Söz
gelişi, doktorsanız kalkar, "sağlıklı portakal" yetiştirme konusunda bile
fikirlerinizi söyleyebilirdiniz. Bu komisyonun çalışmaları senenin iki ayı
basına açık yapılır, özetleri radyodan yayınlanırdı. Yani orada hem
Türkiye'nin bütçesi kotarılır, hem de seçmene ulaşsın diye bütün
marifetler ortaya serilirdi.
Bizim Anayasa Komisyonu ise cefakeşti. İğne ile kuyu kazardık.
Bir bakıma Meclis'in "Hukuk Danışmanlığı Bürosu" gibidir. Sayıca güçlü
iktidara mensup üyeler her istediklerini oradan geçirip "yasallığını"
kanıtlamaya çalışırlar, güçsüzlerse, bunu engelliyerek, meşru olmadığını
göstermek isterlerdi Komisyonlardaki üye sayısı Meclis'deki partilerin üye
adedi nispetine uygun hesaplanırdı. Önemli konularda partiler arası öyle
çekişmeler olurdu ki bazan saatlerce günlerce, hukuk girdaplarının içinde
döner dururdunuz. Şöyle nefes almak için komisyon odasından çıkmaya
görün... Basın, hemen yakanıza yapışır. O "laf vurgunu" halinizle sizden
bir iki şey koparmaya çalışırdı, Çetin Altan bizim komisyonun gedikli
müşterisi idi, bir bakıma. Dokunulmazlık dosyaları, Anayasa ve Adalet
Komisyonlarının üyeleri arasından seçilerek kurulan geçici bir karma
komisyonda görüşülüyordu. Onun dokunulmazlık işi ile iki yıl kadar
uğraştık.
"Dokunulmazlıkla ilgili dosyalar inceleniyor. Karma
Komisyon'un elinde 135 dosya var. Bu yıl yeniden bir ihsari komisyon
kurulmuş, bu komisyona CHP'den Nermin Neftçi, AP'den Osman Hacıbaloğlu,
Mazhar Arıkan ve Kemal Bağcıoğlu, Güven Partisi'nden ise Emin Paksüt
seçilmişlerdi. CHP'li Nermin Neftçi, Altan'ın dokunulmazlığı kaldırılırken
karşı oy kullanmıştır. CHP'li Nermin Neftçi: "Biz hiçbir partiye kanat
germiyoruz. Eğer, Çetin Altan'ın dokunulmazlığının kaldırılmasının
karşısında isek, bu Batı Demokrasisine inandığımız içindir. Çetin Altan'ın
fikirleri ile aynı görüşte değiliz.Ama bir milletvekilinin düşüncelerini
söylemesinden dolayı dokunulmazlığının kaldırılmasına da şiddetle
karşıyız." (07.12.1967
Milliyet)
Toplantı sabahlara kadar sürmüştü. Çetin Altan'ın
dokunulmazlığı, 6 ay önce bir kere kalkmış fakat Anayasa Mahkemesi'nde
bozulunca yeniden önümüze gelmişti. O zaman da gene sabahlara kadar
uyuklaya uyuklaya komisyonlarda sürünmüştük. Ertesi gün, eşimi benim
yanımda gören Çetin Altan, "Birader tebrik ederim seni , çok erkek karın
varmış" dedi.
Bu erkeklik falan değildi. Burjuva Demokrasisi, Filipin
Demokrasisi, Cici Demokrasi diye alaya alınan demoktarik sistemin özünden
gelen inanç" tı. Silindir şapkalı korkuluk olmamak inancı. (Ç.Altan'ın
kitabının kapağında)

Meclisdeki Parti Mutfağı
Burası Grup Yönetim Kurulu odaları, Grup toplantı
salonlarıdır. Partide bir "Kurt Yumağı" varsa kalkar gruba gelir. Meclisde
bir dedikodu çıkarsa gene gruptadır. Dolaşır durur ortalıkta.
Milletvekilliğimin üçüncü yasama yılında yöneticiydim. Üç yıl evvel gruba
katıldığım o ilk günler, daha henüz, Kurt Yumağı ayağımıza dolaşmadan önce
ne kadar başkaydı orası.
Grup saat gibi çalışırdı. Kanun tasarıları, teklifleri tek
tek incelenir, komisyonlar aralıksız izlenirdi. Karşı olduklarımız,
desteklediklerimiz ayrılır, sözcüler ona göre seçilirdi. En ince Meclis
taktiklerini, iç tüzüğü ve gelenekleri bilen gruptur denirdi CHP için
TBMM'de. CHP'nin altın yılıydı o yıllar.
İlk yılın başarılı engellemesini de, bu örgütlenme içinde
yürütmüştük. Coşkun Kırca, kritik anlarda, yerinden kalkar, dişlerinin
arasına sıkıştırdığı toplu iğnesi ile göğsünü çıkara çıkara, arka sıralara
doğru yavaş adım dolaşır, biz acemilere taktik verirdi. Korkunç bir
çalışma gücü vardı. Hiç unutmam, partinin seçim bildirgesinin taslağını
İstanbul'da o hazırlamıştı. Bir gün sabahleyin il binasına gelmiş, köhne
daktilo makinelerinden birinin başına geçmiş, habire yazmıştı. Akşam biz
ilden ayrıldık. O oradaydı. Kocam bir iş için ertesi gün sabah erkenden
il'e uğramış, bakmış ki hala yazıyor. Grupda her şeye koşardı. Kemal Satır
ona: "Coşkun'um şunu da yapıver, bunu da hazırlayıver" diye söyleyip
dururdu. Partiden ayrıldıktan sonra, o da formunu yitirdi. Yeni iç tüzük
tasarısı görüşülürken karşı saflardaydık. İki yıl çekişip durduk. Bana
öğrettiklerini satıyordum kendisine.
1967 yılının son günlerinde gurubun yeni bir "yumağı" vardı.
"NATO Meselesi". Kuzey Atlantik Anlaşması'nın 20 yıllık süresi 1969'da
dolacaktı. Önümüzdeki Nisan'a kadar, üyeler ya o günkü statüdeki gibi,
üyelikde kalacaklarını bildirecekler, ya şartların değiştirilmesini
isteyecekler, yahut da "anlaşmadan çıkıyoruz" diyeceklerdi. NATO'dan
çıkılması için, soldan büyük bir baskı vardı. Hergün yazılar çıkıyor,
mitingler yapılıyordu. İçimizdeki bazı "modacılar" da bundan
etkileniyorlardı. O günlerde toplanan Parti Meclisi'nde Paşa bu konuya
değinmiş ve "Alacağımız karar Türkiye için önemli bir meseledir" demişti.
Bir komisyon kuruldu, NATO konusu inceleyecekti. Paşa meseleyi doğrudan
doğruya ortaya getirmemekle en iyi yolu seçmişti.
İnönü'nün 1968 yılına girerken yayınladığı "yeni yıl mesajı"nı
Nadir Nadi fazla iyimser bulur. İnönü'nün, mesajın bir yerinde "Büyük
inkılabımız ve demokratik idaremiz, yerleşmiş ve milletçe
binemsenmiştir... Çok şükür memleketimiz ve milletimiz övünmek ve umutlu
olmak için bütün koşulları taşımaktadır" deyişini ele alarak:

"Bu takdirde devrim ve laiklik ilkelerine aykırı olarak gün geçtikçe,
göze batan davranışların, Atatürkçü öğretmenlere reva görülen baskı
hareketlerini, uygulanmayan Danıştay kararlarını nasıl açıklayacağız...
Yoksa sayın muhalefet lideri kuruluşunda büyük emeği geçtiğini
bildiğimiz bu günkü sistem bir daha tökezlerse, artık demokrasiye bütün
bütün elveda deneceğinden korktuğu için mi bir süredir, iyimser
görünmeye heveslenmektedir."
(4 Ocak 1968,
Cumhuriyet)
Paşa'nın NATO hakkındaki yumuşak tutumu ve bir demecinde: "Dış
konularda AP ile birleşmeli" demesi de yıldırımları çekti. Aralık'ın son
günlerinde toplanan, grup genel kurulunda, İnönü'ye çatanlar oldu. Bir
milletvekili, "muhalefette dinamik olmamaktayız, adeta iktidarın tam
destekçisi şeklindeyiz. Böyle muhalefet olmaz" diye konuşmuştu. Bunlar CHP
dışı soldan esinlenmelerdi. Ortanın solu yumağı ile birlikte "dış
politikayı, iç politikaya karıştırmak" modası, zaman zaman gelip giderdi.
Grup konuşmalarında olsun, demeçlerde olsun, CIA'ya, Amerika'ya NATO'ya
çatmalar olurdu. Daha 1966 yazında, söylenen bazı cümleleri
anımsamaktayım:

"Bazı müttefiklerimiz artık, Türkiye'den çok AP'nin müttefikleri gibi
davranıyorlar... Amerika'nın, CIA'nin, dost ve müttefik ülkelerinin iç
politikalara ne kadar etkili karıştığını görüyoruz."
"Türkiye içinde ve dışında çıkarcı çevreler bütün güçleri ile bu yeni
devrimci hamlelerin karşısına dikilmişlerdir."
"Çıkarcıların ve bazı uluslararası çevrelerin engellemeleri, halkı
aldatmalarıdır ki CHP'ye oy kaybettirmiştir."
"Amerika ortanın solu cephesinin kuvvetlenmesini bir tehlike olarak
görmektedir." (Ecevit bile zaman zaman bu düşüncenin etkisindeydi)

Bunlara son günlerin yayınları da ekleniyordu. Türkiye'nin dış
politikasıyla ilgili toplantılar, seminerler düzenleniyor. CHP'li sözcüler
oralarda konuşturuluyordu. Telkin edilmek istenen şuydu: "NATO'nun esasta
tutulacak yeri kalmamıştı. Amerika hizmetinde bir teşkilat derecesinde
çalışmaktadır. Demode olmuş ve çürümüştür. Özgürlükleri savunmak için
kurulduğu söylenilmektedir. Oysa, milli kurtuluş savaşlarını baltalamış ve
faşist düzenlerin aleti olmuştur". Buna karşılık başka türlü düşünenler de
vardı. Örneğin Sezai Orkunt: "NATO, gayesiyle ve halihazır faaliyetleriyle
yapmakta ve oynamakta olduğu rol bakımından, akit taraflara bugüne kadar
zarar değil bilakis fayda getirmiştir" diyordu.

NATO'yu tutmayan bir başka yazar ise:
1- NATO Türkiye'nin bağımsızlığını kurtarmamıştır, tersine Türkiye'yi
bağlı kılmıştır.
2- Türk ordusunun durumu Atatürkçülüğün geleneklerine, Cumhuriyetin
anayasasına aykırıdır.
3- NATO'nun işleme düzeni, Türk milli çıkarlarına aykırıdır.
4- NATO savaş stratejisi, Türk milletini "ucuz asker" ve kurbanlık koyun
yerine koyacak biçimde düzenlenmiştir.
5- Dünyada gelişen harp stratejisi ve tecrübelerine göre, NATO modası
geçmiş bir savunma anlaşmasıdır. Ve işte durum bu iken, NATO'dan
ayrılamayız. NATO'dan ayrılırsak yaşayamayız. NATO'dan ayrılmak
isteyenler komunistlerdir... diye bağıranlar, beyinleri Amerikan
sabunuyla iyice çitilenmiş olanlardır. Bu yaratıklara baktıkça, beyin
denilen organın kaçak Amerikan malları kadar Amerikanlaşacağına
inanacağımız geliyor.
Bu dış politika ile ilgili polemikler, sürerken parti içi
ayrılıklar yaratma ve yeni kopmalar sağlama çabaları da artıyordu. Bir
"Ortanın Göbeği" hikâyesi başlamıştı bu sefer. Bütün bunları düşünen ve
aralarında konuşan "iki kişi" oturup basındaki, partideki tartışmaları,
gelişmeleri özetleyen uzunca bir not hazırlamaya karar verdiler. Niyetleri
bu notu Paşa'ya iletmekti. Sonradan bunu verdiler mi? vermediler mi? pek
bilemiyoruz, ama bir nüshası elimizdedir.
Aşırı Sol Akımın, Parti politikasına yaptığı o zamanki etki
ile, Parti içi politikadaki son gelişmeler hakkında not;
1961 Anayasası'nın sağladığı özgürlük ortamı içinde gelişen
sol akım taraftarları ile sözcüleri, Marksizmin bariz vasfı olan sınıf
ayrılığı ve emekçi sınıfının uyandırılması gereğine inanmakla beraber,
kısa vadeli tatbikat ve propaganda metodu bakımından bir ayrılık
göstermektedirler.
Bir kısmına göre mücadele, esas itibariyle emekçi sınıfı
tarafından yapılmalı ve ve bu sebeple işçi sınıfı uyandırılarak
bilinçlendirilmelidir. Bu mücadele yapılırken burjuva sınıfı ve
burjuvazinin getirdiği sosyal, ekonomik ve siyasi müesseseler yerilmeli,
batı kapitalizmi, emperyalist olduğu için, düşman sayılmalıdır. Türkiye
İşçi Partisi'nin politikası ana hatları itibariyle bu yöndedir.
Türkiye'nin bu günkü sorunlarının çözümü için hiçbir olumlu
teklif ve tavsiye getirmeden, bir yandan devamlı olarak "burjuva düzeni"
yerilerek, işçide sınıf şuuru uyandırılmaya çalışılacak, diğer yandan ise
batı kapitalizmi ve Amerikan emperyalizmine hücum edilerek, Türkiye
"ikinci kurtuluş" savaşına hazırlanacaktır.
Bunlara göre esasında bir burjuva partisi olan CHP ortanın
solu politikası ile, tipik bir burjuva revizyonizmi gütmektedir. Örneğin
batının demokratik sosyalist partileri, Marksist-Leninistlerce, yani
koministlerce, daima aynı ithama uğramışlardır. Ve halen de
uğramaktadırlar.
Bu hücuma hedef olmasının sebebi CHP'nin batının plüralist
demokratik sistemine bağlı olduğu ve toplumu, demokratik 1961 Anayasası
hedeflerine ulaştırmak gayesiyle, bugünkü düzenin kötü taraflarını
demokratik olarak değiştirmek istediği içindir. Çünkü aşırı solcular,
demokratik sistem içinde yapılacak olan değiştirmelerin, işçi sınıfını
uyutacağına ve onu "dönüşüme" gitmeden alıkoyacağına inanırlar. Mesela
onlara göre grev hakkı, işçinin hayat düzeyinin düzelmesi için
başvurulacak bir yol olmaktan ziyade, burjuva düzenini sarsıcı bir
vasıtadan ibarettir.
Kısa vadeli tatbikatta ve propaganda metodunda, ayrı düşünen,
diğer bir kısım aşırı solculara gelince: Bunlara göre Türkiye'de işçi ve
emekçi sınıfı henüz örgütlenmediği için yalnızca onlara dayanarak
sosyalist mücadeleyi yürütmek kısır bir yoldur. Kaldı ki bugün aşırı sol
akımın öncülüğünü işçiler değil, bir kısım aydınlar yapmaktadır,
Propaganda bütün aydınları ve dolayısıyla bütün ilerici cephe
mensuplarını, sosyalistlerin (aşırı Kemalistlere , sosyalist ve devrimci
adını veren bir kısım aşırı solcuların) açtıkları mücadele bayrağı altında
toplamaya matuf olmalıdır. Bu bayrak ise, dış sömürü ve onun ortakları
olan kompradorlarla mücadele ve antiemperyalizm bayrağıdır.
Onlar her ne olursa olsun, kayıtsız şartsız her bozukluğun ve
her fenalığın sebebini, başta Amerika olmak üzere, batı emparyalizmine ve
onun Türkiye'deki komprador ortaklarına dayandırmaktadırlar. Bütün
bunlardan kurtulmanın çaresi ise, başta NATO olmak üzere bütün dış
taahhütlerinden çıkmakla ve batı kapitalist sistemine sırt çevirmekle
mümkün olacaktır.

CHP'nin gerçekçi ve Türkiye'nin çıkarlarını her şeyin üstünde
tutan dış politika görüşünü de bu çeşit propagandalar, kendi yönlerinden
tahrif etmek suretiyle, işleyerek memlekette genel bir batı düşmanlığı
çığırı açmak istemektedirler. Bazı CHP mensupları bu kesif propagandanın
bugün için büyük çapta tesirindedirler. Bu tesirin izlerine CHP'li
parlamento mensupları arasında bile rastlamak mümkündür.
Başta Amerika olmak üzere, batı ile olan NATO içi ve NATO dışı
ilişkilerimizi gerçekçi ve memleketçi bir temele oturtma politikası ile,
(ki bu CHP politikasıdır) topyekün bir Amerika-NATO ve dolayısıyla batılı
hayat görüşü düşmanlığının aynı şey olmadığını açıkça anlatmak zamanı
gelmiştir. Bu noktanın çözülmesi ve farkların açıkça anlatılması,
memleketin ve partiler arası iç politika sorunlarının açıklığa
kavuşmasında başlıca amil olacaktır.
Bir üçüncü aşırı sol cereyan kolu ise, yukarıda sözkonusu
ettiğimiz görüşleri ve propaganda metodlarını son derece yetersiz
bulmaktadır. Onların bayrakları, öldürülen Güney Amerikalı tedhişçi Che
Guevara ile Bolivya'da yakalanan ve mahkum edilen Fransız yazarı Regis
Debray'dır. Bu akıma daha çok üniversite gençliği arasında
rastlanmaktadır. Onlara göre artık emperyalizm ve kapitalizme karşı eyleme
geçmek zamanı gelmiştir. Aşırı sol akımın ve bu akımın başındaki
sözcülerinin CHP'nin iç işlerine müdahale mahiyetinde olan yazı ve
beyanları bu güne kadar, yukarıda da izaha çalıştığımız gibi, sadece
ortanın solunu teşvik ve bu akıma karşı olarak gösterdikleri şahısları
yıpratma mahiyetinde olmuştur. Yoksa TİP mensubu olsun olmasın, aşırı
solcu sözcüler, genel olarak CHP'yi karşılarına almaktan devamlı olarak
kaçınmışlardır. Genel Sekreter Ecevit'in son Doğu gezisinde, Türkiye İşçi
Partisi'ni hedef alan beyanları bile, üstünkörü cevaplarla geçiştirilmiş
ve bir tartışmadan kaçınılmıştır. Bugün CHP'nin bünyesini ve şahıslarını
hedef alan yeni bir kampanyanın başlangıcına şahit olmaktayız.
CHP'de yeni karışıklıklar çıkmalı, aşırı sol basının yardımı
ile bir takım şahıslar partiden, hiç olmazsa yönetici kadrodan tasfiye
edilmelidir ki gerçek ortanın solcuları (onlara göre) partiye hakim olarak
Cumhuriyet Halk Partisi'ni, Türkiye İşçi Partisi'nin paraleline
getirsinler. Bu anlayış bugün için aşırı sol çevrelere hakim olan bir
anlayış olduğu gibi, maalesef CHP parlamento grubu içindeki dar bir
çevrenin de anlayışıdır.
Bu çevre Merkez Yönetim Kurulu'na, grup yöneticiliklerinin bir
kısmına ve Genel Başkan'a muhaliftir. Bunlar görünüşte Genel Sekreter
taraftarı gibi davranırlarsa da esasında onun temel görüş ve
davranışlarına katılmazlar. Fakat şimdilik ona karşı olmak işlerine
gelmediği için, Genel Sekreterin şahsını, Merkez Yönetim Kurulu'ndan ayrı
mütalaa ederler. Esasen aşırı sol çevreler de Genel Sekreter Ecevit'in
antimarksist ve sağlam bir demokrasi taraftarı olduğunu bildiği için,
kendisine yürekten inanmazlar, fakat bu gün için kendisine dost
görünürler. Gerek aşırı sol çevrelerin olsun, gerekse parti içi müfrit dar
çevrenin olsun asıl hedefleri Genel Başkan ve o'nun politikasıdır. Genel
Başkan'a ise açıktan açığa muhalefet etmenin çok zor ve hatta imkansız
olduğunu bildiklerinden bu çevrelerin, o günlerde tekrar ettikleri nokta,
Genel Başkan'ın iktidara karşı yumuşak bir politika güttüğü hususudur.
Gerek Parlamento gruplarında gerekse Merkez Yönetim Kurulu'nda bu
propaganda oldukça etkili olmaktadır.
Ecevit'in aşırı sola karşı yaptığı çıkışlar, konuşmaları,
You have read 1 text from Turkish literature.
Next - Demokrasinin Kilit Taşı - 14
  • Parts
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 01
    Total number of words is 2766
    Total number of unique words is 1733
    28.6 of words are in the 2000 most common words
    41.5 of words are in the 5000 most common words
    48.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 02
    Total number of words is 2751
    Total number of unique words is 1773
    28.1 of words are in the 2000 most common words
    39.9 of words are in the 5000 most common words
    47.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 03
    Total number of words is 2912
    Total number of unique words is 1925
    29.4 of words are in the 2000 most common words
    41.4 of words are in the 5000 most common words
    48.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 04
    Total number of words is 2799
    Total number of unique words is 1834
    28.9 of words are in the 2000 most common words
    42.4 of words are in the 5000 most common words
    49.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 05
    Total number of words is 2866
    Total number of unique words is 1813
    29.5 of words are in the 2000 most common words
    41.6 of words are in the 5000 most common words
    49.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 06
    Total number of words is 2863
    Total number of unique words is 1758
    28.9 of words are in the 2000 most common words
    40.7 of words are in the 5000 most common words
    49.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 07
    Total number of words is 2853
    Total number of unique words is 1790
    29.2 of words are in the 2000 most common words
    41.0 of words are in the 5000 most common words
    48.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 08
    Total number of words is 2894
    Total number of unique words is 1875
    28.6 of words are in the 2000 most common words
    41.6 of words are in the 5000 most common words
    48.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 09
    Total number of words is 2853
    Total number of unique words is 1853
    28.4 of words are in the 2000 most common words
    40.8 of words are in the 5000 most common words
    48.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 10
    Total number of words is 2882
    Total number of unique words is 1823
    30.2 of words are in the 2000 most common words
    42.5 of words are in the 5000 most common words
    49.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 11
    Total number of words is 2850
    Total number of unique words is 1850
    29.1 of words are in the 2000 most common words
    41.3 of words are in the 5000 most common words
    48.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 12
    Total number of words is 2832
    Total number of unique words is 1855
    27.6 of words are in the 2000 most common words
    39.3 of words are in the 5000 most common words
    46.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 13
    Total number of words is 2832
    Total number of unique words is 1794
    27.1 of words are in the 2000 most common words
    39.4 of words are in the 5000 most common words
    46.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 14
    Total number of words is 2916
    Total number of unique words is 1735
    29.8 of words are in the 2000 most common words
    43.1 of words are in the 5000 most common words
    51.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 15
    Total number of words is 2837
    Total number of unique words is 1827
    28.8 of words are in the 2000 most common words
    42.6 of words are in the 5000 most common words
    49.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 16
    Total number of words is 2877
    Total number of unique words is 1785
    31.8 of words are in the 2000 most common words
    45.3 of words are in the 5000 most common words
    53.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 17
    Total number of words is 2838
    Total number of unique words is 1848
    29.8 of words are in the 2000 most common words
    43.3 of words are in the 5000 most common words
    50.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 18
    Total number of words is 2762
    Total number of unique words is 1715
    29.1 of words are in the 2000 most common words
    41.9 of words are in the 5000 most common words
    48.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 19
    Total number of words is 2846
    Total number of unique words is 1837
    28.5 of words are in the 2000 most common words
    42.3 of words are in the 5000 most common words
    50.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 20
    Total number of words is 2952
    Total number of unique words is 1745
    30.6 of words are in the 2000 most common words
    43.8 of words are in the 5000 most common words
    50.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 21
    Total number of words is 2899
    Total number of unique words is 1813
    27.1 of words are in the 2000 most common words
    40.4 of words are in the 5000 most common words
    47.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 22
    Total number of words is 2804
    Total number of unique words is 1692
    27.9 of words are in the 2000 most common words
    39.3 of words are in the 5000 most common words
    47.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 23
    Total number of words is 2936
    Total number of unique words is 1715
    28.4 of words are in the 2000 most common words
    40.8 of words are in the 5000 most common words
    48.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 24
    Total number of words is 2940
    Total number of unique words is 1666
    28.0 of words are in the 2000 most common words
    39.6 of words are in the 5000 most common words
    46.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 25
    Total number of words is 2940
    Total number of unique words is 1705
    30.3 of words are in the 2000 most common words
    43.3 of words are in the 5000 most common words
    50.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 26
    Total number of words is 2892
    Total number of unique words is 1840
    27.4 of words are in the 2000 most common words
    39.6 of words are in the 5000 most common words
    46.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 27
    Total number of words is 2928
    Total number of unique words is 1711
    28.4 of words are in the 2000 most common words
    40.9 of words are in the 5000 most common words
    47.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 28
    Total number of words is 3028
    Total number of unique words is 1793
    31.4 of words are in the 2000 most common words
    42.9 of words are in the 5000 most common words
    49.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 29
    Total number of words is 3007
    Total number of unique words is 1807
    29.4 of words are in the 2000 most common words
    40.8 of words are in the 5000 most common words
    47.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 30
    Total number of words is 3070
    Total number of unique words is 1785
    28.7 of words are in the 2000 most common words
    41.0 of words are in the 5000 most common words
    48.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 31
    Total number of words is 3021
    Total number of unique words is 1916
    27.0 of words are in the 2000 most common words
    39.1 of words are in the 5000 most common words
    46.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 32
    Total number of words is 2981
    Total number of unique words is 1848
    30.8 of words are in the 2000 most common words
    44.1 of words are in the 5000 most common words
    50.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 33
    Total number of words is 3039
    Total number of unique words is 1886
    28.1 of words are in the 2000 most common words
    40.1 of words are in the 5000 most common words
    48.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 34
    Total number of words is 2892
    Total number of unique words is 1713
    27.1 of words are in the 2000 most common words
    39.1 of words are in the 5000 most common words
    45.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 35
    Total number of words is 3073
    Total number of unique words is 1897
    27.4 of words are in the 2000 most common words
    40.1 of words are in the 5000 most common words
    47.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 36
    Total number of words is 3000
    Total number of unique words is 1810
    27.3 of words are in the 2000 most common words
    39.5 of words are in the 5000 most common words
    47.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 37
    Total number of words is 2922
    Total number of unique words is 1751
    27.9 of words are in the 2000 most common words
    39.6 of words are in the 5000 most common words
    46.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 38
    Total number of words is 2910
    Total number of unique words is 1741
    26.0 of words are in the 2000 most common words
    37.9 of words are in the 5000 most common words
    44.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 39
    Total number of words is 1792
    Total number of unique words is 1162
    30.5 of words are in the 2000 most common words
    43.0 of words are in the 5000 most common words
    50.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.