Demokrasinin Kilit Taşı - 08

Total number of words is 2894
Total number of unique words is 1875
28.6 of words are in the 2000 most common words
41.6 of words are in the 5000 most common words
48.6 of words are in the 8000 most common words
Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
umudumuz daha vardı...
İlçenin adayı Orhan Birgit, yoklamada sekizinci olmuştu. Fuat
Sirmen gelince, 9'ncu sıraya gitti.

Sana İnanırlar mı Dersin?
Kocam anlatmıştı ,"Orhan'la ikimiz, 'Kim Dergisi'nin, Vatan
Gazetesi binasındaki, o dökülen odalarından birisinde otururken, telefon
çaldı. Orhan, telefonu kaldırdı. Konuşurken, birdenbire rengi değişti.
Vücudundan adeta, sular fışkırmışçasına tere battı".

– "Bana itiraz etmişler." dedi.
– "Kim?"
– "Bilmem, Beyoğlu'ndan birisi."
Basın İlan Kurumu'nda Yönetim Kurulu Üyesi idi. Bizim vaktiyle
Eroğan'a yaptığımız itiraz gibi, bir durumla karşı karşıyaydık. Konu İl
Seçim Kuruluna gelecekti.

– "Beni, sen savunacaksın..."
– "Olur..." dedim ama, terleme sırası bana gelmişti.

Bunları anlatırken kocam gerçekten de terliyordu. Düşünebilir
misiniz?... Birgit'in adaylığı iptal olunsa, listedeki isimler kayacak,
ben 12 nci sıraya gelecektim. Yani 61 seçimine göre kazanma limiti.
Gene kocam anlatıyordu: "Yahu.. ben şimdi Orhan'ı orada
savunacağım. Ama es kaza adaylığı iptal olunursa,.. ben kimi, nasıl
inandıracağım bunun böyle olduğuna? Altında kalacağım şüphe, beni ömrümün
sonuna kadar ezer" diyordu.
Çare yoktu. Kazanmaya mecburdu. Orhan kurtulmalıydı. Konu İl
Seçim Kurulu'nun gündemine geldiği gün, il merkezinde 40-50 kişi vardı.
"Hadi..." dedi. "Allah yardımcımız olsun..." çantasını aldı gitti.
Döndüğünde, aradan yıllar geçmişti sanki, İl Başkanının
odasından yolunu gözlüyorduk. Orhan'la birlikte tek sağlam balkona çıktık.
Bizimki sağ elini kaldırmış. Zafer işareti yapıyordu. Orhan da
kurtulmuştu, namusumuz da.

Mehter Takımı Gibi
Bizim ilçe Yönetim Kurulu bir alemdi. Bir Ömer Yılmaz bey
vardı, Yalova'da oturan Karadenizlilerden sebze halinde kabzımallık
yapardı. Kırmızı yanaklı, halim selim, az konuşan, terbiyeli. "Ömer bey..
şu kadar bağışı topla" desen, getirir. "şu biletleri de sen satıver..."
desen yapar. Her zaman partiyi ciddiye alan en yaşlı üye o idi. Bir yıl
sonra vefat etti. Bir Kâmil Dikmen vardı. Şarap imalathanesi çalıştırırdı.
Renkli bir adamdı, döğüşken hint horozlarına benzerdi. "Anadolu'nun
içinden geldim, işportacılık yapardım, Çarşıkapı'da bağıra bağıra iplik,
çengelli iğne öte beri satardım. Yaa... ben böyle yetiştim kızım" derdi,
hali vakti yerindeydi parti hastasıydı. Eminönü'nün en eskilerinden biri
Burhan Alpan vardı, Kurulda. Hocapaşa Mahallesi'nin Muhtarı'ydı. İnşaat
malzemesi ticareti yapan Çiniciler Derneği Başkanı Doğan Güneş vardı
(Sonradan İstanbul milletvekili oldu) girmek istemiyordu. Zorla yönetim
kuruluna almıştık. Avukat Muammer Aydınol, emekli binbaşı Muzaffer
Ekinoğlu, Küçükayasofyalı gençlerden Vural Akarçay (şimdi öğretim üyesidir
İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'nde) Saim Tuğlu vardı Kapalı Çarşı'da
eski elbise ticareti yapan. Mehmet Çelik vardı, bir fabrikada işçi. Bunu
hem onları anmak hem de yapıyı anlatmak için yazdım. Yönetim Kurulu'na
Kadın Kolu'ndan giren bir muhtar daha vardı Şefika Paydemir. Dikmen'le her
gün çekişirlerdi. Aralarını bulmak için uğraşır dururdum.
Parti günlerden beri Taksim mitingine hazırlanıyordu. Yürüyüşü
Kamil bey düzenliyecekti. Onun kendi kurduğu bir Mehter takımı vardı.
Atlastan yapılma, altısı milli, altısı altı oklu, 12 büyük boy pırıl pırıl
bayrak, Bayrakların tepesinde pirinçten yapılma altın gibi parlayan
alemler. Bayrağı taşıyacak kişilerin, özel giysileri, kordonları,
kemerleri, bembeyaz eldivenleri. Hepsi Kamil beyindi. Kamil Dikmen, iki
eline pirinçden yapılma kocaman birer zil alır, davulu bir başkasına
verir, geçerdi "mehteranın" başına. Bütün ilçeyi sıraya dizdi. En başa da
beni koydu. En önde bayraklar, benim ardımda zilleriyle Kamil bey ve
davulcu. Beyazıt'tan yürüyüşe geçtik. Gençlik kolunun getirdiği, "Milli
oyunlar ekibi" ile birlikte çala oynaya Taksim'e doğru yola çıktık. Şimdi
yazarken dayanamayıp gülüyorum, gene de yazmadan yapamadım.
Kamil durmadan: "Nermin hanım... yanlış adım atıyorsun...
ayağını düzelt..." diye söyleniyordu. Onun günü diyordum içimden, ve baş
rolde olan da o idi aslında. Taksim'e vardığımızda, Tarık Gürcan'ın
sesiyle yapılan anonsları duyduk.
1965 seçiminde ana tema "Ortanın Solu" idi. Merkezden
konuşmacı diye, Fevzioğlu ile Ecevit'i istemiştik. Fevzioğlu geldi ve
Paşa'dan önce konuştu.

Dağın Ardındaki Yol
Seçimde mahalle mahalle, ev ev, adam adama çalışmıştık. Seçmen
kütükleri taranmış, aile başkanları adına evlere mektuplar bile
gönderilmişti. Seçim akşamı bizim için gene bir sürpriz vardı. 1961'de
parti İstanbul'dan 12 milletvekili çıkarmışken, bu kere sayı 9'a inmişti.
TİP İstanbul'da epeyce oyumuzu koparmıştı. Bunun Eminönü'ne
de etkisi olmuş, CHP'nin ilçedeki oranı düşmüştü. Ön seçimi kaybeden
bazı adaylar, bunu bana karşı kullanmak istediler, ama tutmadı. Sıra,
dağın ardındaki başka bir umudu yakalamaya gelmişti galiba.
Milli bakiye üçte bir kontenjanlarını, parti meclisi
belirleyecekti. Ali beyin başkanlığında, içinde kadın kollarından üyeler
olan bir heyet Ankara'daydı. Orhan Birgit tutanağını almış, Genel Merkeze
yerleşmişti. Parti Meclisi'nde en eski tanıdığımız Feyzioğlu idi. Ta
kocamın asistanlık yıllarından kalma, dostluğumuz arkadaşlığımız vardı.
Bülent beyi de tanıyorduk. İsmail Rüştü Aksal, Kemal Satır, Orhan Öztırak,
Kemali Beyazıt, Nüvit Yetkin ve Emin Paksüt gibi güçlü üyelerden de
tanıdıklarımız vardı. Tanıyanlar tanımayanlara kulis yapacaktı.
Orhan Birgit, Cemal Eyüpoğlu'nu yakalamıştı:

– "Cemal bey, Nermin Neftçi var ya... İşte Fabiyenlerdendir" demiş.
Sonradan bize anlatırken ;
– "Orhan, Allahaşkına bunu nereden çıkardın? Ben kim, Fabiyenlik kim, ve
nerde?"
– "Ne yapayım adamı başka türlü nasıl tavlardım?..." demişti.
15 Ekim günü akşama doğru, Teşvikiye Ihlamur Yolu'ndaki, Mine
Apartmanı'nın 1 numaralı dairesindeydik. Evde telefon olmadığından Parti
Meclisi'ndeki görüşmelerin sonuçlarını Tarhan Erdem'in evinde
bekleyecektik. Nişanlısı, benim Gençlik Kolu Başkanı Gülsevil de
bizimleydi, sonra Erol Ünal geldi o da adaydı.
Serin bir sonbahar akşamı donuyoruz. Tarhan'ın bekar evinde
bir yanıp bir sönen, bozuk bir elektrik sobası bulduk. Kendisi Ankara'da
yedek subaylığını yapıyor, arada bir sivil giyinerek partiye uğruyordu.
O gün Parti Meclisi, İnönü'nün başkanlığında toplanmış.
Toplantıdan hiç kimse dışarı çıkmıyormuş, öğlen üzeri 50 tost, 50 sandviç,
50 şişe ayran ve 50 kilo üzüm götürülmüş içeriye. Üyeler bunu yemiş, İnönü
için özel tavuklu sandviç gelmiş, çekişmeli geçiyormuş toplantı. Bunları
telefondaki Orhan'dan öğreniyorduk. Bir o konuşuyordu bir Tarhan. Saat
başı bize rapor veriyorlardı. Şimdi de akşam yemeği yiyecekler, evlerden
yemekler geliyor, merkezin koridorları tıklım tıklım, hiç haber sızmıyor.
Biz de acıkmıştık. Nizam gitti, Kıyık Pastahanesi'nden kek,
börek falan aldı. Bizler için gazozla ayran da almışlar, idare ettik.
Merakdan ölüyorduk. Bir telefon geldi, İrfan Solmazer seçilmiş. Arkadan,
"İsmail Arar " dediler. Uzun süre ses çıkmadı. Sonra bir telefon.
Nermin tamam... Şimdi Erol'u bekliyorduk. Son telefon 12.00'ye doğruydu.
Erol kazanamamıştı. Onun üzüntüsünden seçildiğime gereğince sevinemedim,
Gülsevil'i alıp bizim eve gittik.
Dağın ardındaki yol görünmüştü. Ama bu yol nereye giderdi? "İl
kur'aları iki gün sonra çekilecekti." Böylece "Artık" oylar toplanıyor,
değerlendiriliyordu. Milli Bakiye Sistemi buydu. Bakalım ben kimin
milletvekili olacaktım.

BİR MEBUS HANIM
O Yol Yokuş mudur?
Kocamın ağabey dediği Demirel Neftçi, bizi Davutpaşa
Kışlası'ndan alıp eve götüren, akrabası kutlamaya gelmişti. "Nermin...
İnşallah sana kur'ada Muş ili çıkar..." dedi. Gerçekten de Muş çıktı.
Türkiye'de belki de en az tanıdığım, bildiğim ildi. Oturdum, oradaki tüm
CHP örgütüne birer telgraf yazdım. "Kanun gereği Muş milletvekili olduğumu
4 yıl süre ile Muş'lu hemşerilerimin hizmetimde bulunacağımı" söyledim.
"En kısa zamanda Muş'a geleceğimi" de ekledim.

Olaylar Ve İnsanlar
"Burası Muş'tur, Yolu yokuştur... İnönü'nün boncukları'ndan Nermin
Neftçi, Muş milletvekili oldu. Hani Paşa, seçimlerden önce kendisine,
kontenjan adayı olmak için, başvuranlara, seçimlerde sizinle birlikte
çalışmak isteriz... demişti ya, işte Nermin Neftçi onlardan biri... Ama
Paşa'nın mavi boncuğu avucuna sıkıştırdıklarından..."
(Hasan Pulur, 22.10.1965 Milliyet)
Salı akşamı Eminönü teşkilâtı Haydarpaşa'dan Muş
milletvekilini, Ankara'ya uğurluyordu. Nermin Neftçi'nin şimdiye dek Muş'u
görüp görmediği bilinmezdi ama, bundan sonra ilk fırsatta Muş'a gideceği
ve Muş'lulara lâyık olmak için çalışacağı muhakkaktı. Arkadaşları, gara
pilli bir pikap getirmişlerdi. Pikap'ta:

"Burası Muştur, Yolu Yokuştur.
Giden gelmiyor, acep ne iştir"
plağı çalıyordu. İşte böylece bizim yokuş başladı. 8 yıl bitip tükenmeyen
ama bana çok kısa gelen Muş yolları.
Taksim'deki yataklı vagonlar şirketinden, Ankara biletini
alırken, adımı söylemiştim. Hemen tanıdılar. "Ooo... hayırlı olsun"
dediler. Milletvekili bileti kestiler. Daha evvelden öğrenci pasosuyla
vapurlara, trenlere ucuz bilet almıştım. Bu bambaşka bir şeydi.
Öğrenciliğimde Ankara - İstanbul arası gidip gelirken, mebus
kompartımanlarını görürdüm. Bunlar başka dünyalardaki insanların, benden
çok uzak alışkanlıkları gibi görünürdü. Ağabeyim Giresun Milletvekili
iken, hep bu vagonlara binmişti diye düşündüm.
Ankara'da, Yüksek Seçim Kurulu'na gidip tutanağımı aldım ve
Meclis'e gittim. Yeni milletvekilleri birer ikişer Özlük İşleri'ne
geliyorlardı. Kimisi sıkılgan biraz ezilir gibi, kimisi şaşkın, kimisi
neşeli. Eskiler, görevlilerle sohbet ederek, kendi evindeki gibi rahat.
Bir takım kağıtlar formlar verdiler. Grup odasına çıktım. Partiyi orada
yeniden bulunca rahatladım. Doldurduğum formları Özlük İşleri'ne
götürürken, liseden arkadaşım olan, bir milletvekiline rastladım. "Ver
bakalım neler yazmışsın" diye kağıtları aldı. Okurken, "Sen biraz da
İngilizce bilirdin, niye yazmadın?" dedi. Formdaki "Az Fransızca"nın
yanına bir de "Az İngilizce"yi ekledik.

Şaşkın Ördek
1 Nolu döner kapıdan girip, yerlerdeki bej renkli, yumuşak
halıların üstünden yürüyerek pardesümü vestiyere bıraktım. Meclise
giderken "Nasıl giyinmeliyim?" diye düşünmüştüm. Meclis iç tüzüğünde kadın
üyelerin kılık kıyafetini belirleyen bir kural yoktu. Çok sonraları benim
de üzerinde epeyce kafa yorduğum, emeğim geçen 1973 tarihli meclis iç
tüzüğünün 57'nci maddesine, "Bayanlar tayyör giyerler" diye bir kural
konmuştur. Eski milletvekillerinin nasıl giyindiklerini inceledim. 5 nci
dönemde, Meclise giren ilk hanım milletvekillerinden 5-6' sı ne
giyeceklerini şaşırmışlar ki, kolalı yakalı gömlek giyip, erkek gibi
kravat bağlamışlar. Hele Nakiye Elgün hanımın bir kıyafeti var ki kadın
demeye bin şahit ister. Sırtında, erkek ceketi, başında bere, kolalı yaka
ve kravat. Daha sonraki hanım milletvekilleri ise çoğunlukla tayyör
giymişlerdi. Ben de öyle yaptım. Koyu renkli bir tayyör, içine uygun bir
eşarp, üstünde bir iğne, sımsıkı topuz yapılmış bir saç.
CHP Grup toplantısına gittim. En ön sırada Paşa oturmuş.
Sağında Kemal Satır, solunda Feridun Cemal Erkin, Satır'ın da sağında Ali
İhsan Göğüş. Sessizce girip, arka sıralardan birine iliştim. Gelip
kutlayanlar oldu.
Seçimlere geçildi. Beni Meclis Başkanlık Divanı'ndaki
Katipliklerden birine aday göstermişler, ama bana sormamışlar. Kabul
etmedim. Nereden estiyse aklıma, Grup Yönetim Kurulu üyeliğine adaylığımı
koyuverdim. Tersden dalmıştım. Aynı gün akşam üzeri kocamla karşılaşan
Coşkun Kırca, göğsünü bir "ispenç horozu" gibi kabartarak,"Birader, biz
Nermin'i Divan Katipliği'ne aday gösterdik. O ise gitti gruba girmek
istedi ve kaybetti." Sağ elini yumruk yapıp, göğsüne vurarak "Bu işler
burada bizden sorulur, bizden" demiş.
Yemin töreninden sonra ödenek çeklerimizi verdiler.
Nizam, Ben, Tarhan, Gülsevil. Ankara Palas Pavyonunda kendimize ziyafet
çekerken çantamı açıp içi para dolu zarfı masanın üstüne vurdum. "İşte
Devlet Babadan" dedim. Tarhan aldı saydı. "Nermin hanım bu çok para
yahu..." dedi.
Ertesi gün ilk iş olarak, Orhan Eyüpoğlu'na olan borcumu
ödedim. Ayrıca sağa sola da epeyce borçlanmıştım. Orhan Birgit bana, ben
ona kefil olarak, 4-5 bankadan 3500 lira aldık. Bankalardan borç alışlar,
borçların vadesi geldiğinde, vadenin uzatılması, yeniden para alınması,
milletvekilliğinin şanındandı o zamanlar.
Meclis 3-5 gün tatile girince Eyüpoğlu'nun arabasıyla
İstanbul'a döndük. Diplomasını aldıktan sonra evine giden öğrenci gibi
hissediyordum kendimi. Diplomanın sevinci yanında bir de gerçekler vardı.
Teşkilatta politika yaparken hiç olmazsa, akşamları evime dönerdim,
uzaklara gidip gelmek yoktu. Yorulurdum ama, bir memur hayatının sabah
git, akşam gel disiplini içinde yaşardık. Şimdi herşey değişmişti. Evimiz
İstanbul'da Meclis Ankara'da, henüz yüzünü görmediğim seçim bölgem Muş ise
dünyanın bir ucunda. Yıllarca İstanbul milletvekillerine gıpta ile
bakmışımdır. Politikacı kadın derbederdir artık.

Yokuşu Çıkarken ve Muş İlinin Tarihi
İstanbul'da ancak iki gün kalabildim. Kendime siyah bir palto,
bir çift çizme, bir de kalın kazak aldım. 15 yaşındaki küçük oğlumla
birlikte Muş'a gitmek üzere Ankara'ya geldim. Kısa süre içinde, Muş'la
ilgili bilgileri, gücüm yettiğince toplamıştım. 26 Ekim günü trende
tuttuğum notlardan okuyordum:
"11.15'de Vangölü Ekspresi'ne bindik.. Sonbahar'ın son
günleri, Mamak sırtlarında gecekondular. Kavakların kızaran yaprakları
titreşip dökülüyor. Vangölü ekspresinde sıcak yemek yok. Tavuk haşlama,
tuzlu balık ve konserve yaprak dolması yiyeceğiz. Yol boyunca ağaçlar
bozarmış, sararmışlar. Yanımızdaki asfalttan odun yüklü kamyonlar
geçiyor.. Çilekeş trenimiz, Anadolu'nun içlerine doğru dalıyor. Elma Dağı
Barut Fabrikası, bisikletli köylüler, traktörler geçiyor. Çocuklar yarışa
kalkmışlar trenle... Kılıçlar İstasyonu, çevresi tepelerle çevrili
düzlükler, sağımız solumuz sürülü toprak. Pancar yüklü vagonlar,
istasyondaki çeşmeden dağ suları akıyor, çevresinde saz benizli , buğday
saçlı çocuklar"...
Elimde, Sağlık Hizmetleri'nin sosyalleştirildiği bölgelerde
hizmetin yürütülmesi hakkında önerge var. Muş'a hareketten önce,
bakanlıklardan ve Planlamadan topladığım kitaplardan biri. Muş pilot
bölge, toplum kalkınmasının ve hekimliğin sosyalleştirildiği ilk yer.
Benim için çok ilgiye değer. Oraya 1965 Türkiye'sinin ikinci meclis
dönemi, milli bakiye kontenjandan milletvekili olarak gidiyorum.
Sezgilerimi ve izlenimlerimi yazmak istiyorum. Faydalı olabilmek amacıyla
doluyum.
Galatasaray 9'ncu sınıf öğrencisi olan oğlum Fransızca bir
kitap açmış, karşımda oturuyor. "Bak Sinan" diyorum. "Demir oksitli
kırmızı dağlar, akşam güneşi altında kızarmış tarlalar ne güzel." Çerikli
İstasyonu'ndan sonra sürülerle koyunlar dağılmış vadilere... Bunlar benim
Muş yolculuğundan tuttuğum notlarımın ilk bölümü.
Muş'a gidiyorum. Bu ilde CHP'ye verilen oylar bir milletvekili
çıkarmaya yeterli gelmemişti. Başka illerdeki yeterli olmayan oylarla
birleştirilmiş: "Ekten, pükten deli kıza fistan kabilinde kesilip
biçilmiş", bana bir milletvekilliği düşmüştü.
En büyük ilin, bir büyük ilçesinde başkanlık yapıyordum,
milletvekili olduğum zaman. İnsan seçilince, savaş kazanmış gibi bir
duyguya kapılır. Halbuki ben Milli İrade Sandığından çıkmamıştım. Kanun
gereği, parti meclisinin oyları beni milletvekili yapmıştı. Trende
giderken, zafer duygusunun yanında bir eziklik vardı içimde.
Yol boyu hep düşünüyordum. Beni ne kadar benimsemeseler
haklarıydı. Tepeden inme gidiyordum. Belki de hoş karşılamazlardı
gidişimi. Kendilerinin temsilcisi gibi saymazlardı, ne yapsalar, ne
deseler haklarıydı. İnsana çapraz gelen bir tarafı vardı, şu Milli Bakiye
Kanunu'nun. Neyse, olmuştu bir kere. Bakalım görecektik durumu.
Van Gölü Ekspresi'ndeki yataklı vagonun yanında, bir başka
vagonun yarısından bozma küçücük 4 masalı bir lokanta bulunur. Notlarla
şöyle anlatıyordum:

– "Oğlumla birlikte çay istedik büfeciden",
– "Bir bisküvi bir kek var mı?" dedik.
– "Yok hanımcığım. Alıyoruz satamıyoruz. Sonra yataklı vagonlar bize
ödetiyor." Ve başladı sızlanmaya.
– "Ben", dedi "185 lira maaşla memurum abla..."
4-5 Muş'lu genç ile YTP İl Yönetim Kurulu'ndan bir üye, bir de
CHP'li Belediye Meclisi Üyesi, kompartımana ziyaretime geldiler. Gençlerin
kimisi üniversiteyi bitirmiş artık dönüyor. Kimisi de 29 Ekim tatilini
geçirmeye gidiyor. Hepsi de çok samimi, çok açık ve gerçekçi insanlar...
Muş'un bu evlatları ile sohbeti kurmuşuz. Muş'u hiç görmemiş olan ben;
"Bir kitapta okumuştum. Oraları önceleri denizmiş. Sonradan sular
çekilmiş. Bu doğru mu?" diye soruyorum "doğru" diyorlar. Sular çekilince
kalan topraklar volkan külleriyle karışmış verimli bir bölge yaratmış.
Dışarıda buz gibi bir hava var. Biz sıcacık kompartımanda
çaylarımızı içiyoruz... Akşam yemeğimiz gene tavuk söğüş, Tuzlu balık,
gene konserve dolma. Büfeciye söyledim, oğluma sahanda iki yumurta
yapacak...
Kayseri'ye yaklaştığımız, karanlık içinde, tenhada parlayan
tek-tük otomobil farlarından belli. Nemelazım benim Kayseri, ben Muş'a
gidiyorum.. Muş'a, yolu yokuş olsa da gidiyorum. Kayseri'nin ışıklarını
görebilmek için oğlumla kompartıman lambalarını söndürdük. İkinci gün,
Muş'a yaklaşırken, Nizam'ın İngilizce bir kitaptan çıkardığı notları
okuyorum. Muş'un eski bir tarihi var. Şehrin dördüncü asırda kurulduğu
sanılır. Urartu Kralı Muşet tarafından kurulduğu için adı Muş olmuştur.
Araplar buraya Tarum adını vermişler. Müslümanların kendi aralarındaki
geçimsizlikleri sonucu Muş 966 tarihinde yani hemen hemen 1000 yıl önce,
Bizanslıların eline geçmiş. 11 nci asırdan itibaren Muş ve havalisi
Selçukluların olmuş. 1260'da ise Moğol istilasına uğramıştır. Moğollardan
sonra Akkoyunlu, Karakoyunlu ve Safevilerin eline geçtiği biliniyor. 1515
yılında Yavuz Sultan Selim tarafından fethedilerek, Osmanlı
İmparatorluğu'nun bir parçası olmuştur.
Tarihi yerleri, kalesi altıncı yüzyılda yapılmış. Tamirler
görmüş çeşitli devirlerde. Şimdi harabe halindedir. Muş hakkında
topladığım diğer notlarda ise Kızıl Ziyaret Muş'un en güzel yeri, Nemrut
Dağı tepesinde bir krater gölü var. Nazik ve Bulanık göllerinde buzlar
çözüldüğü zaman iyi balık olurmuş.
18 Şubat 1916'da Muş, Rus işgaline uğramıştır. İşgal altında
kaldığı sürede yöre en karanlık günlerini yaşamış. Ruslar tarafından
tahrik edilen Ermeniler, Muş ve çevresinde epeyce kötülük yapmışlar.
Karasu ve Murat nehirleri suluyormuş Muş Ovası'nı. Dağınık Muş
notlarında göz gezdiriyorum: Malazgirt savaşının kazanıldığı toprakları
içine alan ilimiz, denizden 1520 metre yükseklikte.
Muş ilinin ünlü milletvekillerini düşünüyorum. Hacı İlyas Sami
Bey, kayınpederimle ve onun babasıyla birlikte Osmanlı Meclisi
Mebusanı'nda bulunmuş. Resmini eski albümde görmüştük. Birinci Meclis'de
ve daha sonraları çeşitli dönemlerde milletvekilliği yapmış, din
bilgilerinin yanında Ermenice ve İngilizce de bilirmiş...

Akvaryumdaki Balık, Muş'taki İnsanlar
Dağlar tepeler, derin vadiler, ovalar, ovaları aşıyordu tren,
Doğu Anadolu'nun içinden, "Muş göründü..." dediler. Oğlumla pencereye
koştuk. Alaca karanlıkta uzaktan kör kandiller gibi yanan seyrek seyrek
ışıkların bir ilin görüntüsü olacağına inanası gelmiyordu insanın.
İstanbul'un Silivri'si, Çatalca'sı bile değildi bu görünüm. Tren Muş
İstasyonu'nda durdu, indik. Bir kalabalık grup kımıldıyordu. Kimse ne
oğluma, ne de bana bakmıyordu. Bir ara bir milletvekili sözü çalındı
kulağımıza.

– "Siz kimi arıyorsunuz?" dedim.
– "Milletvekili hanım gelecekti."
– "Benim." dedim. Hemen çevremi sardılar.
– "Vayy... Sen hoş gelmişsen."
diye elime sarılıyordu herkes. İl Başkanı, İlçe Başkanı, üyeler, Gençlik
Kolu Başkanı. Bizi bir jipe aldılar. İstasyonla şehir arası epeyce çeker.
Tenha sokaktaki bir dükkanın önünde durduk. İl binasıymış. Ortada asılı
150'lik bir ampul o kadar az yanıyordu ki insanların yüzünü zor
seçiyordunuz. Voltaj hep böyle düşük olurmuş.

– "Kusura bakma." dediler. "Biz daha yaşlı bir hanım bekliyorduk."
– "Bana otel, han, bulun oğlumla kalabileceğimiz."
– "Otel hazır, sen karışma..."
Bitişikteki kahveden çaylar geldi. Oda dolmuştu. Nasıl
seçildiğimi, adayları olmadığım halde Muş'a nasıl geldiğimi kısaca
anlattım. Çoğu yüzüme merakla bakıyorlardı. Hiç görmedikleri bir şeye
bakar gibiydiler. Akvaryumdaki Japon balığına benzettim kendimi.
Muş'lulardaki bu merak uzun süre kaldı ve beni kabullenmelerine yardımcı
oldu sanırım.
8 yıl milletvekilliğini yaptığım Muş'un hiç bir yerinde bir
gece bile otelde kalmadım. O akşam, daracık sokaklardan yürüdük, Minare
Mahallesi'ndeki Abdullah Balkaya'ların evine geldik. İçinde bir musluğun
durmadan, şakır şakır aktığı bir avludan geçip yukarı kata çıktık.
Ben yaşta, zayıf nahif, başörtüsü çenesinin altından sıkılmış
bir hanım, güleryüzle yanaklarımdan öptü,"Hoş geldin, hele buyur böyle"
dedi. Duvarlarına halılar asılmış, çepçevre geniş sedirler üstüne kanaviçe
işlemeli yastıklar konmuş, güzel bir doğu odasına girmiştik. O gece Nuriye
hanım, sobayı harıl harıl yaktı. Kabartılan yün yatakları sobanın yanına
açtı, ısınsınlar diye.
Ertesi sabah, Merkez İlçe Başkanı olan Abdullah Balkaya ile
birlikte Muş gezi programını hazırladık. Defterime bakıyorum:

"28 Ekim Perşembe, sabah merkez ziyaretleri,
1. Vali (yarım saat)
2. Belediye
3. Sağlık Md.
4. Garnizon
5. Öğleden sonra AP, YTP., CKMP, TİP. Merkezleri
29 Ekim-kutlama töreni.
Muş'la tanışmam böyle başladı. İlçelerden sadece Varto'ya
gidebildim. O gezide kocama telefon ettiğimde, "Bugün Varto'ya gittim.
Orada çok enteresan bir ilçe başkanımız var. Nane likörü ikram etti.
İnanmazsın, güzel bir kitaplığı var evinde" demiştim. Bu o zamanın ilçe
başkanı Ali Haydar Dikmen'di.
Muşlular, benim bu yeni hemşehrilerim, sadece meraklı değil,
akıllıydılarda. 2 gün sonra Muş'un çevre köylerinin muhtarları, diğer
yetkililer, akın akın gelmeye başladı. Hiç değiştirmeden yazıyorum:

"Sayın Memleketimizin temsilcisi ve Milletvekilimiz,
Bizler köy muhtarları olarak, köylülerimizin adına, evvela sizlerin,
memleketimize hoş geldin demeyi bir borç bilir. Ve memleketin dert ve
dileklerini, yakından alakadar olmaya ve gereken yardımlarınızı bir kere
daha yapılmasını siz Milletvekillerimizden beklemekle bizler köy
muhtarları olarak arz etmekteyiz..."
Dertlerini, şikayetlerini uzun uzun sıraladıktan sonra,
"Burada seçilen Milletvekillerimiz bize şimdiye kadar bir iş yapmadı.
Şimdi ise, siz bu memleketin bütün dertlerini yakınan görün ve
yapılmasına maddi-manevi azemi gayretlerinizi esirgemiyeceğinize de emin
bulunmaktayız. Ve bunu bir hakikat olarak arz etmekteyiz.
Memleketimizden seçilip gidenlerin şimdiye kadar yapılmadık işlerin
yapılmasını sizden beklemekteyiz. Milletin iradesiyle işbaşına gelen
milletvekillerimiz Memleketin bir derdine eğilmedi. Bundan sonra dert ve
ihtiyaçlarımızı siz Milletvekilimiz Nermin Neftçi'den temenni ederiz."

You have read 1 text from Turkish literature.
Next - Demokrasinin Kilit Taşı - 09
  • Parts
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 01
    Total number of words is 2766
    Total number of unique words is 1733
    28.6 of words are in the 2000 most common words
    41.5 of words are in the 5000 most common words
    48.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 02
    Total number of words is 2751
    Total number of unique words is 1773
    28.1 of words are in the 2000 most common words
    39.9 of words are in the 5000 most common words
    47.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 03
    Total number of words is 2912
    Total number of unique words is 1925
    29.4 of words are in the 2000 most common words
    41.4 of words are in the 5000 most common words
    48.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 04
    Total number of words is 2799
    Total number of unique words is 1834
    28.9 of words are in the 2000 most common words
    42.4 of words are in the 5000 most common words
    49.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 05
    Total number of words is 2866
    Total number of unique words is 1813
    29.5 of words are in the 2000 most common words
    41.6 of words are in the 5000 most common words
    49.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 06
    Total number of words is 2863
    Total number of unique words is 1758
    28.9 of words are in the 2000 most common words
    40.7 of words are in the 5000 most common words
    49.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 07
    Total number of words is 2853
    Total number of unique words is 1790
    29.2 of words are in the 2000 most common words
    41.0 of words are in the 5000 most common words
    48.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 08
    Total number of words is 2894
    Total number of unique words is 1875
    28.6 of words are in the 2000 most common words
    41.6 of words are in the 5000 most common words
    48.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 09
    Total number of words is 2853
    Total number of unique words is 1853
    28.4 of words are in the 2000 most common words
    40.8 of words are in the 5000 most common words
    48.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 10
    Total number of words is 2882
    Total number of unique words is 1823
    30.2 of words are in the 2000 most common words
    42.5 of words are in the 5000 most common words
    49.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 11
    Total number of words is 2850
    Total number of unique words is 1850
    29.1 of words are in the 2000 most common words
    41.3 of words are in the 5000 most common words
    48.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 12
    Total number of words is 2832
    Total number of unique words is 1855
    27.6 of words are in the 2000 most common words
    39.3 of words are in the 5000 most common words
    46.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 13
    Total number of words is 2832
    Total number of unique words is 1794
    27.1 of words are in the 2000 most common words
    39.4 of words are in the 5000 most common words
    46.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 14
    Total number of words is 2916
    Total number of unique words is 1735
    29.8 of words are in the 2000 most common words
    43.1 of words are in the 5000 most common words
    51.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 15
    Total number of words is 2837
    Total number of unique words is 1827
    28.8 of words are in the 2000 most common words
    42.6 of words are in the 5000 most common words
    49.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 16
    Total number of words is 2877
    Total number of unique words is 1785
    31.8 of words are in the 2000 most common words
    45.3 of words are in the 5000 most common words
    53.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 17
    Total number of words is 2838
    Total number of unique words is 1848
    29.8 of words are in the 2000 most common words
    43.3 of words are in the 5000 most common words
    50.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 18
    Total number of words is 2762
    Total number of unique words is 1715
    29.1 of words are in the 2000 most common words
    41.9 of words are in the 5000 most common words
    48.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 19
    Total number of words is 2846
    Total number of unique words is 1837
    28.5 of words are in the 2000 most common words
    42.3 of words are in the 5000 most common words
    50.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 20
    Total number of words is 2952
    Total number of unique words is 1745
    30.6 of words are in the 2000 most common words
    43.8 of words are in the 5000 most common words
    50.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 21
    Total number of words is 2899
    Total number of unique words is 1813
    27.1 of words are in the 2000 most common words
    40.4 of words are in the 5000 most common words
    47.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 22
    Total number of words is 2804
    Total number of unique words is 1692
    27.9 of words are in the 2000 most common words
    39.3 of words are in the 5000 most common words
    47.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 23
    Total number of words is 2936
    Total number of unique words is 1715
    28.4 of words are in the 2000 most common words
    40.8 of words are in the 5000 most common words
    48.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 24
    Total number of words is 2940
    Total number of unique words is 1666
    28.0 of words are in the 2000 most common words
    39.6 of words are in the 5000 most common words
    46.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 25
    Total number of words is 2940
    Total number of unique words is 1705
    30.3 of words are in the 2000 most common words
    43.3 of words are in the 5000 most common words
    50.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 26
    Total number of words is 2892
    Total number of unique words is 1840
    27.4 of words are in the 2000 most common words
    39.6 of words are in the 5000 most common words
    46.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 27
    Total number of words is 2928
    Total number of unique words is 1711
    28.4 of words are in the 2000 most common words
    40.9 of words are in the 5000 most common words
    47.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 28
    Total number of words is 3028
    Total number of unique words is 1793
    31.4 of words are in the 2000 most common words
    42.9 of words are in the 5000 most common words
    49.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 29
    Total number of words is 3007
    Total number of unique words is 1807
    29.4 of words are in the 2000 most common words
    40.8 of words are in the 5000 most common words
    47.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 30
    Total number of words is 3070
    Total number of unique words is 1785
    28.7 of words are in the 2000 most common words
    41.0 of words are in the 5000 most common words
    48.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 31
    Total number of words is 3021
    Total number of unique words is 1916
    27.0 of words are in the 2000 most common words
    39.1 of words are in the 5000 most common words
    46.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 32
    Total number of words is 2981
    Total number of unique words is 1848
    30.8 of words are in the 2000 most common words
    44.1 of words are in the 5000 most common words
    50.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 33
    Total number of words is 3039
    Total number of unique words is 1886
    28.1 of words are in the 2000 most common words
    40.1 of words are in the 5000 most common words
    48.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 34
    Total number of words is 2892
    Total number of unique words is 1713
    27.1 of words are in the 2000 most common words
    39.1 of words are in the 5000 most common words
    45.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 35
    Total number of words is 3073
    Total number of unique words is 1897
    27.4 of words are in the 2000 most common words
    40.1 of words are in the 5000 most common words
    47.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 36
    Total number of words is 3000
    Total number of unique words is 1810
    27.3 of words are in the 2000 most common words
    39.5 of words are in the 5000 most common words
    47.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 37
    Total number of words is 2922
    Total number of unique words is 1751
    27.9 of words are in the 2000 most common words
    39.6 of words are in the 5000 most common words
    46.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 38
    Total number of words is 2910
    Total number of unique words is 1741
    26.0 of words are in the 2000 most common words
    37.9 of words are in the 5000 most common words
    44.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 39
    Total number of words is 1792
    Total number of unique words is 1162
    30.5 of words are in the 2000 most common words
    43.0 of words are in the 5000 most common words
    50.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.