Demokrasinin Kilit Taşı - 04

Total number of words is 2799
Total number of unique words is 1834
28.9 of words are in the 2000 most common words
42.4 of words are in the 5000 most common words
49.4 of words are in the 8000 most common words
Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
Birkaç ay sonra, İlçe Kadın Kolu Kongresi toplanacaktı. Ben bu
kongrede yönetim kuruluna, dolaylı olarak da Başkanlığa adaydım.
Sultanahmet'teki İl Merkezinin alt kat salonunda kongre
toplandı. Günlerdir yapacağım konuşmanın hazırlığı içindeydim. El, kol
hareketlerime, giyinişime, ses tonuma kadar ayarlandı. Hazırlanan
konuşmayı kelime kelime ezberledim. Provalar yapıldı. Çok önem veriyordum,
çok da heyecanlıydım. İstanbul'un politik arenasında ilk gösteriydi bu.
Gerçekten de önemliymiş meğer... Şimdi koleksiyonuma bakıyorum da, bu
toplantı gazetelerde bile haber olarak çıkmış. Örneğin 15 Şubat 1959 günlü
Tercüman, bir kaç hanımla birlikte fotoğrafımı basmış.
Kongreye CHP İstanbul Örgütünün kalbur üstü hanımlarının
yanında, il ve ilçelerden gelen diğer üyeler de katılmıştı. Öyle
heyecanlıydım ki, eşime "gelip beni dinleme.. ne olursun" dedim. Nizam
dolmuşa binip Taksim'e gitmiş, bir iki tur attıktan sonra gelmiş.
Cumhuriyet Lisesindeki hocam (Perihan Arcak) karşılamış kapıdan."Sen
neredeydin?" demiş "Karın harikulade bir konuşma yaptı, Barutçu
zannederdin..."
Şeytanın bacağını kırmıştım. Eminönü İlçe Kadın Kolu Başkanı
oluşumdan birkaç ay sonra da Binbirdirek Ocağı Yönetim Kuruluna seçildim
ve Alaattin Bey'in sekreteri oldum. Bu görevler "dümdüz militanlıklarla",
"yöneticilik" arası ufak basamaklardır. En uçtaki küçük üniteler olan bu
parti örgütlerinde bile, politika canlı canlıdır. O zamanlar ilin siyasi
dedikoduları yapılır. Taze gazete haberleri, CHP'nin o zaman ki politika
yorumlarına göre bellenirdi. Demokrasinin tabandaki taze soluğunu
duyarsınız içinizde.


Parti Üyesi, Parti Militanı
Üyeler vardır, Partiye yazılırlar hiç gelmezler, semtine
uğramazlar ama, seçimlerde aileleri ile oy verirler. Bir görev istemezler,
arasıra seçimlerde çalışmak için çağırılırlarsa, geçici görevler alırlar.
O partinin programlarının ülkeye yararlı olacağı inancındadırlar. Üyeler
vardır; eskiden kalma, ya da babadan görme. Bunlardan bir bölümü görev
ister, sağa sola da koşturur, aidatlarını öderler. Öyle üyeler de vardır
ki ne iş verirseniz yaparlar. Karşılama törenlerinde, mitinglerde sesleri
kısılıncaya dek bağıranlar, sandık görevi alabilmek için yarışanlar,
gerektiğinde parti büyüklerine, parti binalarına koruyuculuk yapanlar,
parası pulu varsa son kuruşuna kadar verenler, bunların arasından çıkar.
İçlerinde okuyup yazma bilmeyeninden tutun da kendi dallarında uzmanlaşmış
kişilere, beş parasızından milyonerine kadar bulunabilir. İşte o
zamanların "dümdüz militanlar" ı bunlardı.
Yönetim kurullarına her çeşit partili üye seçilebilir. Gene
de, hamallığı yapanlar, militanlıktan gelmedir. Bu nitelik ilk
basamaklarda daha belirgindir, açık seçiktir. Yukarı doğru tırmandıkça,
görünüşte azalır. Bir ağırbaşlılık, bir çok bilmişlik içerisinde sarılıp
sarmalanır. Ama militan ruhu Parlementoya gelse bile, o kişinin içinde
kalır. Bazı kişiler vardır, çevrelerinde sevilirler, sayılırlar. Eğer
sempatizansa yöneticiler onları partiye alır. Yönetim kurullarına
seçtirirler. Kimi bir işe yarar, kimi yaramaz. Bunlar çoğunluk,
emeklilerden çıkar. Bazen de sağmallık için, paralılar arasından
seçilirler. O zamanın partileri devletten yardım almaz. Üye aidatları ve
bağışlarla geçinirler. Çaylar balolar tertiplerlerdi, para toplayabilmek
için.
Bir de, niçin yazıldığını bilmeyen, parti, particilik nedir
anlamamış, bir tutunacak dal olsun, boş gezeceğine bir uğraş bulunsun
diye, partili olanlar da vardır. Bunların dışında, çıkarcılarla, "hazır
kuvvet" denen ve hiziplerin kongre basmalarına yarayan uydurma üyeler de
sayılabilir. Son yıllarda yeni bir tür çıktı: Başka inançların adamı
olduğu halde, sırf o partiyi ele geçirmek için, ya da kışkırtıcılık yapmak
amacıyla bir partiye girenler.

Herşey , Bilene Bilene Keskinleşir
1954 seçimlerinden sonraki dönemde, Demokrat Parti'nin
tavırları, sinirlenmeye başladığını gösterir. Demokratik düzen içindeki
tenkitleri, kullandığı ağız, 1946'daki hükümetin kullandığı ağıza çok
yakındır.


Bir hükümet programından:
"Şurasını yüksek dikkatinize arzetmek isteriz ki, bir memlekette
hürriyet fikri ve demokratik nizam aleyhinde artık açıkca konuşmak
zararlı ve harekete geçmek ise imkansız bir hal alacak kadar rejim
benimsenmiş olursa, o takdirde muvaffakiyet için takip olunacak tek yol,
benimsenmiş olan prensipleri son derece ifrata götürmek suretiyle rejimi
soysuzlaştırmaktan ibaret kalır."
Bir başka hükümet programında:
"Bütün vatandaşların hakkı olan hürriyeti, hürriyet düşmanlarından
korumak lazımdır. Her iyi şeyin suistimalinden zarar doğacağı pek belli
bir gerçektir. Fakat bir cemiyet için düşünülebilecek nimetlerin en
değerlisi olan, "Hürriyetin suistimalinden doğacak tehlikeler, günümüzün
şartları içinde hiçbir benzeri ile ölçülemeyecek kadar büyüktür.
İdeolojik mefhumların tahrişe uğradığı bir zamanda yaşıyoruz."
Bu sözler, iki ayrı parti iktidarının, sekiz yıl ara ile
okunan programlarından alınmıştır. Hangisini kim söylemiştir?.. Ters döngü
gittikçe büyüyerek yuvarlanıyor, toplumu bir çığ gibi peşinden
sürüklüyordu. 1957 seçiminden sonra iktidarla muhalefet arasındaki
çatışmalar uzlaşmaz bir biçimde gelişti, sertleşti.
İnönü, başına taş atılma olayından sonra İstanbul'a gelecekti.
Partililer tek tek, grup grup, Topkapı'ya karşılamaya gidiyorlardı: Daha
biz Aksaray'dayken, "Paşa'nın Topkapı'da yolu kesilmiş, gitmeyin..."
dediler. Bir süre sonra, Topkapı'dan geçebilen İnönü'nün otomobili
göründü. Ardında koşuşan büyük bir kalabalık vardı. Koska helvacısının
önünde, biz de onlara katıldık. Paşa İl Merkezine gidiyordu. Adliye
binasının oralarda, kalabalık daha da büyümüştü. Sultanahmet meydanı ile,
Adliye binası arasındaki kazı yerinde durduk. Çevremizi polisler sardı.
Bir patırtı, bir gürültü, bir itişmedir başladı. Göz yaşartıcı bombalar
atılıyordu. Birisi tam yanımızda patladı. O güne değin hiçbir şiddet
hareketi görmemiştik. Ne "cop"u bilirdik, ne de gaz bombasını, Adliyeye
doğru kaçıştık. Sonra arkadan dolanarak, Peykhane Caddesi'nden il binasına
geldik. Paşa balkona çıkmış meydandakileri selamlıyordu.
O gün yaptığı basın toplantısında:

"Memleket meselelerini kongrelerde konuşmak üzere yaptığım seyahatin
sonuna geldik. Anlatmak istediklerimden, daha yeni hadiseler ve
meseleler ile karşılaştım. Şikayetlerimizi ve münakaşalarımızı sür'atle
büyük meclise nakletmeye çalışacağız..."
diyor ve kendisine yapılan tecavüzü şöyle yorumluyordu:

"...Tecavüz her cemiyette olur, devlet kuvvetlerinin müsahaması ile
tecavüz ancak çok zararlı surette hasta olan bir cemiyet bünyesinde
olabilir. Bu nevi tecavüzlere, tertipli tecavüz derler."
1959 yılı ortalarına doğru daha çok yan tutan, bilinçlenmiş,
daha keskin partili olmuştuk.

Basamaklar
Hızla çıkıyordum. 1959 yılı Ağustos ayında, Ana Kademe İlçe
Yönetim Kuruluna aday gösterildim. Kongre Başkanlığına İlhami Sancar,
ikinci başkanlığa da kocam seçilmişti. Kongre Beyazıt'taki Marmara
Sineması'nın üstündeki salonda yapıldı. O günlerin alışılmış
toplantılarından biriydi. İktidara verilip veriştirildi, Parti büyükleri
konuşmalar yaptılar. Sıra seçimlere gelince, İlhami Bey yorulmuştu, kocam
başkanlığa çıktı. Hamallık bize kalmıştı.
Rahatça seçimi aldım. İl Kongresine gidecek delegelerin
seçimi "çarşaf liste" denilen yöntemle yapılıyordu. Bu yöntem şöyleydi:
Kongreye katılan bütün üyelerin adları, alfabetik olarak büyük bir liste
halinde basılır, dağılırdı. Üyeler istedikleri adların yanına, seçilecek
Delege sayısını geçmemek kaydıyla, birer çarpı işareti koyup sandığa
atarlardı.
İlçe Yönetim Kurulu seçiminin oy ayrımı çarçabuk bitmişti.
Delege oylarının ayrımı ise çok zaman alırdı. Vakit de gecikmişti, oy
pusulaları herkesin önünde bir torbaya kondu, torbanın ağzı bağlandı ve
sicimin iki ucu bir "Yenice" kapağının ortasından geçirilip, mühürlendi.
Mukavvanın beyaz yüzüne de kongre başkanı ve görevlilerce imzalar atıldı.
Torbayı el birliğiyle götürüp. ilçe merkezindeki çelik dolaba kitlediler,
anahtarı da ikinci başkan cebine koydu. Ayırım ertesi gün yapılacaktı.

Ne Sihirdir Ne Keramet
Delege seçimleri partilerde çok önemlidir. Bir kısım üyeler
için Yönetim Kurullarına seçilmek uzun iştir, onlara göre değildir. Bu
garibanlar sadece bir üst kongreye delege olmak isterler. Delegelik bir
övünç kaynağı olduğu gibi İl Kongresine gelecek parti büyüklerini görmek,
belki de Paşa'yı dinlemek fırsatını verecektir onlara. İşte bu
heveslilerden 40-50 kişinin önünde dolap açılır. Torba, torbanın ağzındaki
karton, mühür, imzalar incelenir, sapasağlamdır. Oy ayrımına geçilir,
sayım ilerledikçe, bir kaynaşmadır başlar oturanlar arasında. Oy
verdikleri insanların yerine başkaları çıkıyor... Seçilenler genellikle
İlçe Yönetiminin tuttuğu kişilerdir. Gürültü, patırtı arasında sayım
biter. İkinci başkan da bu işe şaşmıştır. İl Kongresine seçilen
delegelerden birisi de kendisidir. Beklemediği halde yüksek bir oy
almıştır. Çok sonraları öğrendik, gece yarısı ikinci anahtarla dolap
açılmış, torba dibinden sökülerek, içi boşaltılıp, işaretli başka oy
pusulaları doldurulmuş. Sonra da aynen eskisi gibi, torbanın dip tarafı
içe katlanarak üstünden incecik makina dikişi ile geçilmiş. Gördüğümüz en
büyük "kongre marifeti"'dir bu, ama o yıl, 27 Mayıs Devrimi nedeniyle, İl
Kongresi yapılamadı, böylelikle "düzmece delege" olmaktan da kurtulduk.
O zamanlar en küçük parti teşkilatlarının yöneticileri bile
yörenin partiyi destekleyen gerçek delegeleri tarafından seçilirlerdi.
Herkes seçeceği kişiyi iyi tanırdı tabandan. Seçimler tam olarak yasalara
uygun olarak yapılırdı. Seçilenlerse tek düzeden çok, alternatifli kişiler
olurdu. İstanbul kongrelerinde para gücü işlemez, yapanın adı ise, kötüye
çıkardı. Aday isimleri yukardan lanse edilmez basına verilmezdi.
Kongrelere delegeler hakim olup seçilenlerse kişisel çalışmaları ve
kıymetlerine göre değerlendirilirlerdi.

Ana Kademe Çalışmaları
İlçe Yönetim Kurulu'nda çalışmak başkaydı. Artık il kademesi
ile ilişki başlamıştı. Ocak'tan işe girenlerin, ya da düz militan
olanların çoğu bilirler. İstanbul gibi yerlerde, hele o zaman, hele CHP'de
bu pek kolay birşey değildi. Ama bu kapı benim için açılmıştı. İl
kademesinden gelen yöneticiler toplantılarımıza katılırlar, önemli siyasal
konular gelirdi gündeme. Bir çevredeki işlerin sorumluluğunu
yüklenmişsiniz.... Çok kimsenin bilmediği şeyleri öğrenmektesiniz.....
Kendi kendinize "Ben önemli kişiyim" dersiniz. Aslında ise bu çalışmaların
içinde, en önemli kişi İlçe Başkanıdır. Çevredeki her çeşit çalışmaya yön
veren, Partinin görüntüsünü yansıtan da odur.
Bizim İlçe Başkanı, tecrübeli, bilgili bir partiliydi. Eminönü
Halkevi Başkanlığı yapmış, İstanbul'dan milletvekili adayı olmuştu. O İlçe
Yönetim Kurulu Toplantılarında gördüğüm ciddiyeti, kararlardaki düzgünlüğü
daha sonraları patinin en üst organlarında, parlementoda, kamu görevi
yaptığım durumlarda zaman zaman aramışımdır. Politika yaşantımdaki
yöneticiliklerin ilk stajını orada yaptım.
Partide genellikle para sıkıntısı çekilirdi. Ocaklar,
sığındıkları tek göz odalarda, üyelerden aldıkları beş-on kuruş aidat, ya
da zengince partililerin ufak tefek bağışları ile ayakta dururlardı.
İlçenin, isten koyu kurşunî olan tül perdelerini götürüp evde yıkamıştım.
Soğuk karlı bir kış günü de yakıt bitmişti. Bizim evden bir küfe kömür
getirdik.
İlçe Yönetim Kurulu üyeliğinin yanında, Kadın Kolu
Başkanlığını da ben yürütüyordum. Bir çay düzenledim epeyce para kaldıydı
ilçeye.

Politikanın Başka Yönleri : Sosyal İlişkiler
Kocam birgün, İlçe Başkanı ile birlikte Beyoğlu'nda, Tünel
Başı, Nergiz Sokak No: 4'deki Küçük Kulüp'e gider. Burası o günlerde,
CHP'ye katılan Hürriyet Partililerin kurduğu bir kulüptür. Hemen kendisini
üye yazarlar, aidat ve giriş ücreti olarak 420 lirasını alırlar. Ben daha
sonra girdim. Sıra Selviler'de, Yeni Hayat Apartmanı'nın giriş katına
taşınmıştı. Eminönü İlçesine hiç benzemiyordu burası. Büyük bir salonu,
sohbet ve oyun odaları, yemek yenen lokantasıyla bir Beyoğlu Kulübü idi.
Yavaş yavaş tiryakisi olduk. "İstanbul Parti Politikasının" üst düzeyde
konuşulduğu, sohbetlerin, siyasal dedikoduların, günün yorumlarının
yapıldığı, milletvekillerine, merkez yönetim kurulu üyelerine rastlanılan
bir yerdi.
1960 yılına doğru, işler kızıştıkça, Küçük Kulübün önemi
arttı. 27 Mayıs öncesinin haber alma, dertleşme merkezi olmuştu artık.
Kulüpte çeşitli ilçelerden gelen partililerle tanışma olanağı bulduk.
Burası büyük zenginlerin geldiği, büyük kumarların oynandığı, bir "Yüksek
Sosyete" kulübü değildi. Önceleri Hürriyet Partisinden gelenlerle, eski
CHP'liler ilk bakışta anlaşılırken, bu fark gitgide kalmadı. Değişik
yapıda kimseler gelirdi oraya. Bir Çallı İbrahim, bir Hamdullah Suphi
Tanrıöver, Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu, bir Behçet Kemal Çağlar gibi
eskiler, Ruşen Eşref Günaydın'ın eşi Sabiha hanım, Bahriye Nazırı Cemal
Paşa'nın oğlu Behçet bey gibi eski şöhretlerin yakınları. Bir çok da yeni,
ya da geleceğin ünlüleri.
Üyelerin arasında emekli memur, işçi de vardı. Armatör,
fabrikatör, tüccar, esnaf, avukat, doktor, öğrenci, ev kadını, gazeteci
de. Toplumun kesiti olan bir kulüptü, partinin uzantısıydı. Politikanın
birçok yönünü de burada öğrendik ve uzun yıllar sürecek sağlam
arkadaşlıklar kurduk.

Bir Değişim
Olaylar politikanın hızlı akışı, insanı öz çevresinde bile
rahat bırakmıyor, aile içi ilişkileri etkiliyordu. İki yıldır sürekli
olarak İstanbul'da oturuyorduk ama, o hayhuy içinde Paşabahçe'ye pek sık
gidemiyorduk. Annemle babam bize daha sık gelirlerdi. Gelmişken de onları
birkaç günlüğüne alıkoyardık. Bir gün, "Baban hasta..." diye Paşabahçe'den
çağırdılar, gittik. Hemşehrisi olan doktor İsmail Hakkı beyi istedi,
saatleri sayılı imiş, o gece yanında kaldım. Ölmeden 20 dakika önce elini
uzattı, yanağımı okşadı.
94 yaşında idi, son günlerine kadar, Tepeköy yokuşunu inip
çıkıyor, iskeledeki kahveye gidiyordu. Bir ahbabımız haber salmıştı:
"Hafız ağabey maşallah çok iyi. Her gün kahveye geliyor tavla oynuyoruz,
sohbet ediyoruz. Yalnız gözkulak olun... Biraz fazla konuşuyor.... Hükumet
hakkında atıp tutuyor, bastonunu sallıyor. Ne olur, ne olmaz..."
Çok güzel bir bahar günüyde, çocukluk cennetim olan Paşabahçe
yemyeşildi. Bahçenin ağaçları çiçekler içinde, doğa fışkırmış gibiydi.
Onu kendi eliyle diktiği bu güzellikler arasından, bahçenin yokuşundan
indirip, Paşabahçe kabristanına götürdüler. Sevgili babacığım, son
günlerinde bizden de hızlı partili olmuştu.

–"Ben de Sizi Kurtaramam"
Parti çalışmaları, sadece ilçede kalmıyordu. Ocaklara
gidiyorduk, toplantılara katılıyorduk. Sonraları başka ilçelere doğruda
açılmalar başladı. Partilerde "Konuşmacılar" vardır. Bunlar bir üst kademe
yetkililerinden başlayıp, milletvekillerine, merkez organlarındaki
kodamanlara kadar gider. Sürekli dolaşır dururlar, toplantılara
katılırlar, konuşmalar yaparlar. Ocaklar, bucaklar varken, parti
toplantıları daha sık yapılırdı. Defterime bakıyorum:
1959 yılı Ocak kongre günleri..
14 Haziran Pazar günü saat 10.00, Tavşantaşı,
13 Haziran Cumartesi saat 21.00 Alemdar,
20 Haziran Cumartesi saat 14.00 Nuriosmaniye,
21 Haziran Pazar saat 10.00 Kumkapı.
gene aynı gün ve çeşitli saatlerde olmak üzere, Kadırga, Küçükayasofya,
Binbirdirek, Hocapaşa, Akbıyık, Mesihpaşa, Langa.
Adınız konuşmacıya çıktı mı, Yalova'dan, Adalardan, Kartaldan
bile davetiye alırsınız. Partilerde kadın konuşmacı az olduğu için,
birdenbire aranır olmuştum. Toplantılarda ve kongrelerde konuşmacılar
Anadolu'nun sazlı gazinolarındaki hanendeler gibi, kimi kere yüzleri
topluluğa dönük otururlar, sıralarını beklerlerdi. Konuşmalarımın ilginç
olması için gücümün yettiği kadar araştırma yapar okurdum. Zaten partide
görev aldığım günden beri, Anayasa, seçim kanunu, parti tüzük ve
programını yönetmelikleri içeren Evliya Çelebi Ocağı yayını olan "CHP'nin
El Kitabı"'nı çantamdan eksik etmezdim. Arada sırada, sağa sola, yazılar
da çiziktiriyordum.
1 Aralık 1959 Vatan Gazetesi "Hata" başlıklı yazı :

"Demokrasi açık bir sistemdir. Sürekli olarak fikrin gelişmesini kabul
eder. Bunun içindir ki demokrasilerde "iyi" ile "kötü"'nün sürekli
olarak çatıştığı görülür. Demokratik inanç akıl yolunun, ancak özgürlük
içinde bulunabileceği gerçeğini hatırda tutarak, açık fikir
tartışmasında ısrar eder. Bu yol iledir ki, Demokrasilerde işlenen her
hata düzeltilebilir."
Bu inançla girmiştik politikaya, o günden beri 44 yıl geçmiş. Ama benim bu
görüşüm, bu inancım hiç değişmedi. İçimizde duyduğumuz doğruda iyide
birleşebilme, hoşgörülü olma, isteği bir türlü gerçekleşmedi. Aksine durum
gittikçe gerginleşti, gerginleşti. Haberimiz olmadan "27 Mayıs"a
yaklaşıyorduk.
Kurulan Tahkikat Komisyonu, komisyona yetki veren meclis
kararları, işi çığrından çıkarmıştı. CHP'yi, ihtilali teşvik etmekle itham
eden sözlere karşı, İnönü Meclis'de şöyle diyordu.

"Biz ihtilalden gelmiş bir nesiliz. Meşrutiyet ihtilalinden geldik.
Cumhuriyet ihtilalinden demokratik rejime geçinceye kadar çok gayret
sarfettik. Ve çok zahmet çektik. Çok güç bir devirdi bu. Ama sabırla
muvaffak olduk. Bu ihtilal rejimi, eşit haklarla, dürüst yapılan
seçimlerle, iktidar değişmesi ile neticelenebildi. Ve hiçbir kıyamet
kopmadı. Bunun milletimizin tarihine daima örnek bir misal olarak,
cesaret verici bir misal olarak geçmesini istedik.
Şimdi biz tekrar ihtilal usulünü takip edecek ve ihtilal yoluyla
iktidara geleceğiz. Ne olacak? En büyük derece ile azami derecede
muvaffak olsak, 1933'de, 1944, 1945'de vardığımız vaziyete varacağız. Bu
vaziyetten biz memnun değildik. Bizim böyle bir harekete tekrar tevessül
etmemizde, mana yoktur, mantık yoktur. Biz böyle bir ihtilalin içinde
bulunamayız. Böyle bir ihtilal dışımızda bizimle münasebeti olmayanlar
tarafından yapılacaktır. Biz demokratik rejim dedik. Demokratik rejim
kurulmuştur. Bu demokratik rejimi, istikametinden ayırıp baskı rejimi
haline getirmek tehlikeli bir şeydir. Bu yolda devam ederseniz ben de
sizi kurtaramam."
(Meclis
zabıtları)
28 Nisan sabahı Beyazıt Meydanı'ndaydık. Daha yürüyüş falan
başlamamıştı. Yeni dikilen cılız ağaçların altına karı koca oturduk.
Öğrenciler küme küme üniversite önünde toplanıyordu. Onları bahçeye
girmeye zorladılar, sonra gene çıktılar, bir daha zorladılar. Bir süre
oturduktan sonra eve döndük.
Öğle yemeğini yeni bitirmiştik. Divanyolu tarafından gelen
uğultu ile dışarı fırladık. Caddeye vardığımızda, büyük bir kalabalık,
Beyazıt'tan Cağaloğlu'na doğru çığ gibi akıyordu. Polis barikatları
yarılmıştı. Orada bekleyen jandarma birliğine "Süngü Taaak..." diye bir
emir verildi. Kocamla birlikte "eyvah.." dedik, "kan dökülecek..." Ama
asker bir şey yapmadı. Elimizde olmayarak biz de kalabalığa katıldık, o
heyecanla sürüklenmişiz. Vilayetin önünde aklımız başımıza geldi. Kocam
"Hanım" dedi, "Biz çoluk çocuk sahibiyiz, hadi dönelim." Çocukların ikisi
de Galatasaray Lisesi'nde yatılıydılar.
Bir gün sonra, başbakan, radyo konuşmasında:

"Muhterem ve aziz vatandaşlarım. Bunlar nizam ve devlete karşı
gelmenin ne demek olduğunu anlamakta gecikmeyeceklerdir. Bunlar zavallı
başlarını nizamın sarsılmaz kayalarına vurarak, kendilerine gelecekler
ve korkarım ki o zaman bu bedbahtlar geç kalmış
olacaklardır....."diyordu.
Bir ay kabus gibi geçti. Olaylar olayları, yasaklar yasakları
kovaladı. İlçelerde artık nöbet tutuluyordu. Üst kademelerden gelecek
talimatları, haberleri alabilmek için. Radyo belliydi, gazeteler ise,
sansürde....
13 Mayıs günü İlçede nöbetçi iken, Nizam telefon etti. "Akşama
Küçük Kulüpte buluşalım" dedi. Öyle bezgin, öylesine yorgundum ki...
Yurdumun içinde bulunduğu keşmekeş, dünyamı karartmıştı. "Bu iş nereye
varacak...." diyordum. Orta doğuda ihtilaller görmüş, insanların
sokaklarda sürüklenerek parçalanmalarının öykülerini dinlemiştik.
Akşam nöbeti Malatya'lı Battal Ağa'ya devrettikten sonra,
kulübe gittim. Paşa'nın sansür konan konuşmaları günü gününe İstanbul'a
ulaştırılır, çoğaltılıp dağıtılırdı. Biz çokluk bu konuşmaları Küçük
Kulüpte ele geçirirdik. Bu meşruiyetçi, bu tarihi parti, zorla yer altına
itiliyordu. Bir arkadaşımız, "Bakın" dedi. "Eviniz büyük, bir pedallı
baskı makinası var, getirelim de şimdilik sizde dursun, sonra alırız."
Kesin olarak reddettim. "Evimiz Belediye'nin karşısında, orada devamlı
polis durur, evde küçük çocuklar var olmaz..." dedim. Basılacak olanlar da
İsmet Paşa'nın, Meclis'de yaptığı ve gazetelerde yasaklanarak "Beyaz
Sütun" olarak çıkan konuşmalarıydı.

Karakoldan, Kışlaya
Küçük Kulüp'te 15-20 kişi kadardık. Biz üç hanım, arka bahçeye
bakan odaların birinde oturmuş, kahve-sigara içiyor, günü yorumluyorduk.
Kapı çalınmış, ardından içeriye birkaç sivil polis ve inzibatlar
doluvermiş. Odalardan birinde "Briç" oynanıyordu. Salonda da Kulüp Başkanı
Suat Ulagay, kocam ve birkaç kişi daha, BBC'den belki bir haber alırız
diye radyoyu kurcalıyorlardı. Polislerin "arama yapacağız, lütfen bir yere
kıpırdamayın..." dediklerini duyduk. Birlikte sohbet ettiğimiz Saadet
Gökberk hanım "Eyvah..." dedi. "Çantam Paşa'nın konuşmalarıyla dolu...
şimdi ben ne yapacağım?... " Binanın bahçeye bakan arka cephesi, düz ayak
olan, girişine göre dördüncü kat sayılırdı. Çantasındaki, bir sarı zarf
dolusu kağıdı aldım, yavaşça odanın balkonuna çıktım, kapkaranlık bahçeye
salıverdim zarfı sessizce. Döndüğümde, odanın kapısı önünde bir sivil
polis duruyordu.
İhbar üzerine gelmişler. "Sıkıyönetim kararlarına aykırıdır,
burada bulunmanız..." dediler. Kimliklerin saptanması saatler aldı. Merak
etmesinler diye herkes evlere telefon etti. Anlaşılan bizleri kolay
bırakmayacaklardı. Evlerden ilaç, palto, vs. isteyenler oldu. Gece
yarısından sonra, gene topluca, Merkez Komutanlığı'na getirdiler.
Erkekleri oradan Davutpaşa Kışlası'na yolladılar, bizi ise, o günlerde
tutukevi diye kullanılan, Harbiye'deki eski Mehterhane'ye attılar.
Koskocaman, koğuş gibi bir yere girdik. " Burası..." dedi,
kapıyı açan asker. Koğuşun dört bir yanı, altlı üstlü ranzayla doluydu.
Ben, Kurtuluş Savaşı'ndan sonra İstanbul'a ilk giren, Türk birliklerinin
komutanı Şükrü Naili Paşa'nın kızı Saadet hanım, bir de, Hürriyet
Partisi'nden bize gelen, çok şık ve gösterişli giyinen İffet Hafit hanım.
Ortalıkta kimse görünmüyordu. Ranzaların arasına bir ip gerilmişti,
üstünde kadın çamaşırları, çorapları asılıydı. Gürültüden uyananlar oldu.
Tutukluların bir bölümü, kapatılan yurtlardan memleketlerine dönerken,
otobüste marş söyledikleri için toplanan kız öğrencilerdi. Birkaç tane de
You have read 1 text from Turkish literature.
Next - Demokrasinin Kilit Taşı - 05
  • Parts
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 01
    Total number of words is 2766
    Total number of unique words is 1733
    28.6 of words are in the 2000 most common words
    41.5 of words are in the 5000 most common words
    48.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 02
    Total number of words is 2751
    Total number of unique words is 1773
    28.1 of words are in the 2000 most common words
    39.9 of words are in the 5000 most common words
    47.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 03
    Total number of words is 2912
    Total number of unique words is 1925
    29.4 of words are in the 2000 most common words
    41.4 of words are in the 5000 most common words
    48.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 04
    Total number of words is 2799
    Total number of unique words is 1834
    28.9 of words are in the 2000 most common words
    42.4 of words are in the 5000 most common words
    49.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 05
    Total number of words is 2866
    Total number of unique words is 1813
    29.5 of words are in the 2000 most common words
    41.6 of words are in the 5000 most common words
    49.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 06
    Total number of words is 2863
    Total number of unique words is 1758
    28.9 of words are in the 2000 most common words
    40.7 of words are in the 5000 most common words
    49.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 07
    Total number of words is 2853
    Total number of unique words is 1790
    29.2 of words are in the 2000 most common words
    41.0 of words are in the 5000 most common words
    48.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 08
    Total number of words is 2894
    Total number of unique words is 1875
    28.6 of words are in the 2000 most common words
    41.6 of words are in the 5000 most common words
    48.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 09
    Total number of words is 2853
    Total number of unique words is 1853
    28.4 of words are in the 2000 most common words
    40.8 of words are in the 5000 most common words
    48.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 10
    Total number of words is 2882
    Total number of unique words is 1823
    30.2 of words are in the 2000 most common words
    42.5 of words are in the 5000 most common words
    49.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 11
    Total number of words is 2850
    Total number of unique words is 1850
    29.1 of words are in the 2000 most common words
    41.3 of words are in the 5000 most common words
    48.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 12
    Total number of words is 2832
    Total number of unique words is 1855
    27.6 of words are in the 2000 most common words
    39.3 of words are in the 5000 most common words
    46.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 13
    Total number of words is 2832
    Total number of unique words is 1794
    27.1 of words are in the 2000 most common words
    39.4 of words are in the 5000 most common words
    46.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 14
    Total number of words is 2916
    Total number of unique words is 1735
    29.8 of words are in the 2000 most common words
    43.1 of words are in the 5000 most common words
    51.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 15
    Total number of words is 2837
    Total number of unique words is 1827
    28.8 of words are in the 2000 most common words
    42.6 of words are in the 5000 most common words
    49.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 16
    Total number of words is 2877
    Total number of unique words is 1785
    31.8 of words are in the 2000 most common words
    45.3 of words are in the 5000 most common words
    53.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 17
    Total number of words is 2838
    Total number of unique words is 1848
    29.8 of words are in the 2000 most common words
    43.3 of words are in the 5000 most common words
    50.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 18
    Total number of words is 2762
    Total number of unique words is 1715
    29.1 of words are in the 2000 most common words
    41.9 of words are in the 5000 most common words
    48.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 19
    Total number of words is 2846
    Total number of unique words is 1837
    28.5 of words are in the 2000 most common words
    42.3 of words are in the 5000 most common words
    50.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 20
    Total number of words is 2952
    Total number of unique words is 1745
    30.6 of words are in the 2000 most common words
    43.8 of words are in the 5000 most common words
    50.8 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 21
    Total number of words is 2899
    Total number of unique words is 1813
    27.1 of words are in the 2000 most common words
    40.4 of words are in the 5000 most common words
    47.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 22
    Total number of words is 2804
    Total number of unique words is 1692
    27.9 of words are in the 2000 most common words
    39.3 of words are in the 5000 most common words
    47.6 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 23
    Total number of words is 2936
    Total number of unique words is 1715
    28.4 of words are in the 2000 most common words
    40.8 of words are in the 5000 most common words
    48.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 24
    Total number of words is 2940
    Total number of unique words is 1666
    28.0 of words are in the 2000 most common words
    39.6 of words are in the 5000 most common words
    46.2 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 25
    Total number of words is 2940
    Total number of unique words is 1705
    30.3 of words are in the 2000 most common words
    43.3 of words are in the 5000 most common words
    50.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 26
    Total number of words is 2892
    Total number of unique words is 1840
    27.4 of words are in the 2000 most common words
    39.6 of words are in the 5000 most common words
    46.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 27
    Total number of words is 2928
    Total number of unique words is 1711
    28.4 of words are in the 2000 most common words
    40.9 of words are in the 5000 most common words
    47.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 28
    Total number of words is 3028
    Total number of unique words is 1793
    31.4 of words are in the 2000 most common words
    42.9 of words are in the 5000 most common words
    49.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 29
    Total number of words is 3007
    Total number of unique words is 1807
    29.4 of words are in the 2000 most common words
    40.8 of words are in the 5000 most common words
    47.5 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 30
    Total number of words is 3070
    Total number of unique words is 1785
    28.7 of words are in the 2000 most common words
    41.0 of words are in the 5000 most common words
    48.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 31
    Total number of words is 3021
    Total number of unique words is 1916
    27.0 of words are in the 2000 most common words
    39.1 of words are in the 5000 most common words
    46.4 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 32
    Total number of words is 2981
    Total number of unique words is 1848
    30.8 of words are in the 2000 most common words
    44.1 of words are in the 5000 most common words
    50.7 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 33
    Total number of words is 3039
    Total number of unique words is 1886
    28.1 of words are in the 2000 most common words
    40.1 of words are in the 5000 most common words
    48.0 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 34
    Total number of words is 2892
    Total number of unique words is 1713
    27.1 of words are in the 2000 most common words
    39.1 of words are in the 5000 most common words
    45.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 35
    Total number of words is 3073
    Total number of unique words is 1897
    27.4 of words are in the 2000 most common words
    40.1 of words are in the 5000 most common words
    47.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 36
    Total number of words is 3000
    Total number of unique words is 1810
    27.3 of words are in the 2000 most common words
    39.5 of words are in the 5000 most common words
    47.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 37
    Total number of words is 2922
    Total number of unique words is 1751
    27.9 of words are in the 2000 most common words
    39.6 of words are in the 5000 most common words
    46.3 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 38
    Total number of words is 2910
    Total number of unique words is 1741
    26.0 of words are in the 2000 most common words
    37.9 of words are in the 5000 most common words
    44.9 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.
  • Demokrasinin Kilit Taşı - 39
    Total number of words is 1792
    Total number of unique words is 1162
    30.5 of words are in the 2000 most common words
    43.0 of words are in the 5000 most common words
    50.1 of words are in the 8000 most common words
    Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.