Çalıkuşu - 33
Total number of words is 1234
Total number of unique words is 750
37.0 of words are in the 2000 most common words
51.9 of words are in the 5000 most common words
59.6 of words are in the 8000 most common words
- Küçükhanımlar, ben de size geliyordum. Beyler araba ile geldiler, sizi
istiyorlar, dedi.
Aziz Bey'le Kâmran, onları ikinci katın sofasında karşıladılar. Aziz Bey, eliyle
odayı göstererek:
- iki münasebetsiz misafir geldi, gürültü etmeyin, dedi. Sonra, Feride'yi
süzerek:
- Bu ne hal küçükhanım, kan ter içinde kalmışsın? dedi. Sonra gülerek ona
yaklaştı, çenesinden tutup gözlerine bakarak:
- Vapur geliyor amma sana hayrı yok. Kocan razı olmuyor. ..
Feride, süratle geri çekilerek, şaşkın şaşkın:
- Enişte, ne diyorsun? dedi.
- Kocan o kızım, ben karışmam!
Feride, hafif bir feryatla ellerini yüzüne kapadı. Düşecekti, fakat bir el
bileklerinden tuttu. Gözlerini tekrar açtı... Kâm-ran'dı.
Azız Bey, heyecanlı bir kahkahayla:
- Ha şöyle, nihayet kafese girdin mi Çalıkuşu? Haydi bakayım, çırpın bakalım,
çırpın! Bak, artık para eder mi?
Feride, yüzünü kapamak istiyor, fakat bileklerini Kâm-ran'dan kurtaramıyor,
başını sallamak için kıvranıyor, onun göğsünden, omzundan başka bir yer
bulamıyordu. Aziz Bey, aynı heyecanlı bir kahkahayla:
- Etrafındakiler sana tuzak kurdu, Çalıkuşu; bu Müjgân haini esrarını sattı.
Allah gani gani rahmet eylesin, merhum senin defterini Kâmran'a göndermiş. Ben
onu aldığım gibi Kadıya gittim. Kaleminden çıkmış bazı parçaları gösterdim.
Kadı,
geniş kafalı adam, hemen nikâhı kıyıverdi; anlıyor musun Çalıkuşu? Bu adam,
artık kocan, seni bir daha da bırakacağa benzemiyor.
Feride o kadar kızarmıştı ki, yüzünün rengi ela gözlerine vuruyor,
gözbebeklerinin içinde kızıl yıldızlar titreşiyordu.
- Haydi Çalıkuşu, nazlanma artık, görüyoruz ki, saadetten bayılıyorsun, "Fena
etmedin enişte, ben bunu istiyordum de!" dedi.
Aziz Bey, yarı zorla ona bu sözleri tekrar ettirdi. Sonra oda kapısını açarak
muzaffer bir kahkahayla:
- Şeriat vekilliğine sahibim efendim. Çalıkuşu, pardon Feride Hanım namına işte
şu Kâmran Bey'i evlendiriyorum. Duayı edin, biz âmini burada deriz, dedi.
Sonra, Feride'ye:
- Nasıl Çalıkuşu? Parmak kadar yumurcak, bizi senelerce oynatırsın ha! Gördün
mü, kaç türlü hile yaptım sana? Bahçeden çocuk sesleri geliyordu. Aziz Bey:
- Şimdi tebrikler, el öpmeler uzun sürer. Hepsi kalsın. Kendi elimle müthiş bir
düğün sofrası hazırlayacağım. Haydi oğlum, bizim gevezeliklerimizden size fayda
yok. Elbet konuşacaklarınız vardır. Şu dar, arka merdivenlerden karını kaçır. Ta
uzağa, istediğin yere kadar, sonra beraber dönersiniz.
Kâmran, Feride'yi hemen kollarında uçurarak merdiven kapısına koşarken Müjgân
arkalarından yetişti. Đki arkadaş ağ-laşa ağlaşa öpüştüler.
Gözlerinden yaş geldiğini göstermemek için gürültüyle burnunu silen Aziz Bey,
bir hatip edasıla kolunu salladı:
- Ey benim kirazımı çalan Çalıkuşu, onu başkalarına çaldıracağın saat çaldı
gibime geliyor. Ver onu bana bakayım da hesabımız kesilsin, dedi.
Hâlâ ellerini, Kâmran'dân kurtaramayan genç kızı havaya kaldırıp öptükten sonra
tekrar Kâmran'ın kollarına attı:
- Bu gece seni, deniz fırtınasından kurtardık, fakat yanındaki sarı fırtına bana
daha müthiş görünüyor. Allah yardımcın olsun, Çalıkuşu, dedi.
Dar merdivende yuvarlanır gibi, uçar gibi iniyorlardı. Kâmran, kolunu Feride'nin
belinden geçirmiş, genç kızı nefes aldırmayacak gibi sıkıyor, avuçlarının içinde
parmaklarını incitiyordu.
Merdivenin bir yerine Feride'nin eteği takıldı. Nefes nefese bir dakika
durdular. Genç kız eteğini kurtarmaya çalışırken Kâmran kesik kesik:
- Feride, sen benim olasın! inanamıyorum. Benim olduğuna kalbimi inandırmak için
senin ağırlığını duymaya ihtiyacım var, dedi.
Dudaklarında kesik, tutuk nefesler, vücudunda derin ür-permelerle çırpınan
Feride'yi zorla -küçük bir çocuk gibi kucağına aldı, yüzü onun bozulmuş
çarşafından uçan saçları içinde, ağırlığıyla kuvveti artmış, hareketleriyle kanı
tutuşmuş, merdivenleri inmeye başladı. Genç kız, vücudunda bir uçuruma
yuvarlananların ılık titreyişiyle kendini bırakıyor, hem gülüyor, hem ağlıyordu.
Kapının yanındaki küçük taşlıkta yalvarmaya başladı:
- Halime bak Kâmran. Bu halle nasıl dışarı gideriz? Müsaade et, bir dakika odama
çıkayım, üstümü değiştireyim, şimdi gelirim.
Kâmran, onun bileklerini bırakmıyor:
- imkân yok, Feride. O bir defa oldu. Seni bir kere ele geçirdikten sonra tekrar
bırakmam, diye gülüyordu.
Genç kız, artık uğraşmaya takati kalmamış gibi başını Kâmran'ın göğsüne koydu,
yüzünü saklayarak utana utana itiraf etti:
- Gittiğime benim de pişman olmadığımı mı zannediyorsun?
Kâmran, onun yüzünü göremiyor, yalnız çenesini, dudaklarmı
okşayan, seven parmaklarına sıcak gözyaşı damlalarının düştüğünü
duyuyordu.
Yolda, onlar hemen hemen kucak kucağa yürüyorlardı. Karşıdan iki balıkçının
geldiğini görerek ayrıldılar. Hemen hiç konuşmuyorlardı. Yan yana yürümek
saadeti onları sarhoş ediyordu.
On sene evvel Feride'yi burada ilk gördüğü bağ yoluna geldikleri vakit Kâmran,
onu hafifçe omuzlarından tuttu:
- Sen burasını belki hatırlamazsın, Feride, dedi. Genç kız, yolun derinliklerine
dikkatle bakarak gülümsü-yordu.
- Bu bakışta manalar var, demek hatırlıyorsun? Feride hafifçe içini çekti, bir
eski hülyaya gülümser gibi derin, dalgın bir nazarla Kâmran'ın yüzüne baktı:
- O dakikada ne kadar sevinmişim, unutur muyum hiç? dedi.
Genç adam, bu başın çevrilmemesi, bu gözlerin gözlerinden ayrılmaması için onu
çenesinden tuttu, ağır, derin bir sesle:
- Feride, dedi. Bizim bütün sergüzeştlerimiz burada başlıyor. Beni dinle, öyle
görüyorum ki, bu gözler artık beni anlayabilecek kadar ıstırap çekmiş ve
düşünmüş. Seni sevmeye başladığım vakit; gülmeden, eğlenmeden başka bir şey
düşünmeyen hafif, yaramaz bir kız çocuğu, ışık gibi, ses gibi elde durmasına
imkân olmayan bir Çalıkuşu'ydun. Sana karşı derin bir zaafım vardı. Her sabah
uyandığım vakit, aşkımı kalbimde biraz daha büyümüş buluyordum. Bu derin zaaf,
beni hem utandırıyor, hem korkutuyordu. Zaman zaman öyle bakışların, öyle
sözlerin vardı ki, kalbimi derin ümitlerle çırpındırıyordu. Fakat sen, çabuk
değişiyordun. Bu gülen, eğlenen çocuk gözlerinin içinde uyanan nazik, hassas
genç kız ruhunun görünmesiy-le kaybolması bir oluyordu. "Bir çocuk, beni mümkün
değil anlamayacak, hayatımı kıracak..." diyordum. Hayatını, gönlünü
bu kadar derin bir vefa ile bana vakfedeceğini ümit edemiyordum. Sen, belki beni
görünce; uçan rengini, titremeye başlayan bu güzel dudaklarını saklamak için
benden kaçıyordun. Ben, bunu bir Çalıkuşu hafifliği sanarak kendimi yiyip
bitiriyordum. Söyle bana Feride, bu kadar derin bir vefayı, bu kadar ince bir
ruhu, bu küçük Çalıkuşu göğsünün neresine saklamıştın?...
Kâmran, bir dakika sustu. Sonra beyaz nazik şakaklarında ince ter damlalarıyla
başını eğerek daha yavaş bir sesle devam etti:
- Derdim bu kadarla da kalmıyordu, Feride. Seni kendi kendimden, hayatımdan,
muhtelif saadetlerini birbirinden kıskanıyordum. Dünyada zamanla yıpranmayan,
kuvvetini kaybetmeyen hiçbir his yok. "Ya bir zaman sonra Feride'yi bu kadar
sevemezsem, ya bu leziz, nadide tahassürü kaybedersem?" diyordum. O vakit, yan
yana bitmesinden korkulan ışıkları nasıl söndürürlerse ben de öyle yapıyor,
hayalini gözlerimden uzaklaştırmaya çalışıyordum.
Dağlarda ismini bilmediğim bir ot yetişir. Feride, insan, onu daima koklarsa,
bir zaman sonra kokusunu daha az duymaya başlar. Bunun ilacı, bir zaman kendini
ondan mahrum etmektir. Hatta bazen -sırf o eski güzel kokuyu yeniden bulmak
hırsıyla herhangi bir kokuyu, mesela bir manasız "Sarı Çiçeği" yüzüne
yaklaştırır.
Bu ot, güzel kokusu için bazen mihnete de uğrar, insanlar, onu parmaklarının
arasında örseler, hırpalarlar. Feride, seni bu ıstıraptan derinleşmiş gözlerin,
mahzun düşüncelerden yorulmuş güzel yüzünle ben, bu hırpalandıkça kokusu artan
çiçeklere benzetiyorum. Beni anlıyorsun, değil mi? Çünkü artık, gözlerin
gülmüyor, benim bu manasız gibi görünen sözlerimle eğlenmiyorsun.
Feride, uyumaya hazırlanan bir çocuk gibi, kirpiklerinde yaş damlaları titreyen
gözlerini kapıyordu. Bu heyecanlı yorgunluklardan
öyle bitap düşmüştü ki, dizleri kesiliyor, vücudunun bütün
ağırlığını Kâmran'ın kollarına bırakıyordu. Bir rüya içinde, hemen hemen yalnız
dudaklarının hareketiyle:
- Görüyorsun artık, Çalıkuşu müebbeden öldü, dedi. Genç adam, başını daha ziyade
yaklaştırdı, aynı hafif ses:
- Ziyanı yok, ben Çahkuşu'nun bütün aşkını bir başkasına, Gülbeşeker'e verdim,
dedi.
Kâmran, kollarında gittikçe ağırlaşan bu bitap genç vücudun birdenbire
canlandığını, bir hayal titreyişiyle kıvrandığını hissetti:
- Kâmran, onu söyleme, yalvarırım sana.
Hâlâ Kâmran'ın göğsünde duran başını biraz arkaya atmış, yüzünü ona çevirmişti.
Kesik, donuk nefesleriyle titreyen gerdanının damarları moranyor, yüzünde,
gözlerinde, kızıltılar uçuyordu.
Kâmran, haris bir inatla tekrar etti:
Feride, bütün vücudu titreyerek ayaklarının ucunda yükseldi, genç adamı
omuzlarından çekti. Vücudunun bütün kanı dudaklarında toplanmış boynunu uzattı.
Bir dakika sonra ayrılmışlardı. Feride, uzun bir susuzluktan sonra berrak bir
dereden kana kana su içen bir kuş gibi canlanıyor, ayağını yere vurup yüzünü
göstermemek için bir yandan bir yana çevirerek:
- Ne ayıp, Yarabbi, ne ayıp! Sen sebep oldun vallahi, sen sebep oldun, diye
hırçınlaşıyordu.
Yanlarındaki ağacın dalında bir çalıkuşu ötüyordu.
-SON-
istiyorlar, dedi.
Aziz Bey'le Kâmran, onları ikinci katın sofasında karşıladılar. Aziz Bey, eliyle
odayı göstererek:
- iki münasebetsiz misafir geldi, gürültü etmeyin, dedi. Sonra, Feride'yi
süzerek:
- Bu ne hal küçükhanım, kan ter içinde kalmışsın? dedi. Sonra gülerek ona
yaklaştı, çenesinden tutup gözlerine bakarak:
- Vapur geliyor amma sana hayrı yok. Kocan razı olmuyor. ..
Feride, süratle geri çekilerek, şaşkın şaşkın:
- Enişte, ne diyorsun? dedi.
- Kocan o kızım, ben karışmam!
Feride, hafif bir feryatla ellerini yüzüne kapadı. Düşecekti, fakat bir el
bileklerinden tuttu. Gözlerini tekrar açtı... Kâm-ran'dı.
Azız Bey, heyecanlı bir kahkahayla:
- Ha şöyle, nihayet kafese girdin mi Çalıkuşu? Haydi bakayım, çırpın bakalım,
çırpın! Bak, artık para eder mi?
Feride, yüzünü kapamak istiyor, fakat bileklerini Kâm-ran'dan kurtaramıyor,
başını sallamak için kıvranıyor, onun göğsünden, omzundan başka bir yer
bulamıyordu. Aziz Bey, aynı heyecanlı bir kahkahayla:
- Etrafındakiler sana tuzak kurdu, Çalıkuşu; bu Müjgân haini esrarını sattı.
Allah gani gani rahmet eylesin, merhum senin defterini Kâmran'a göndermiş. Ben
onu aldığım gibi Kadıya gittim. Kaleminden çıkmış bazı parçaları gösterdim.
Kadı,
geniş kafalı adam, hemen nikâhı kıyıverdi; anlıyor musun Çalıkuşu? Bu adam,
artık kocan, seni bir daha da bırakacağa benzemiyor.
Feride o kadar kızarmıştı ki, yüzünün rengi ela gözlerine vuruyor,
gözbebeklerinin içinde kızıl yıldızlar titreşiyordu.
- Haydi Çalıkuşu, nazlanma artık, görüyoruz ki, saadetten bayılıyorsun, "Fena
etmedin enişte, ben bunu istiyordum de!" dedi.
Aziz Bey, yarı zorla ona bu sözleri tekrar ettirdi. Sonra oda kapısını açarak
muzaffer bir kahkahayla:
- Şeriat vekilliğine sahibim efendim. Çalıkuşu, pardon Feride Hanım namına işte
şu Kâmran Bey'i evlendiriyorum. Duayı edin, biz âmini burada deriz, dedi.
Sonra, Feride'ye:
- Nasıl Çalıkuşu? Parmak kadar yumurcak, bizi senelerce oynatırsın ha! Gördün
mü, kaç türlü hile yaptım sana? Bahçeden çocuk sesleri geliyordu. Aziz Bey:
- Şimdi tebrikler, el öpmeler uzun sürer. Hepsi kalsın. Kendi elimle müthiş bir
düğün sofrası hazırlayacağım. Haydi oğlum, bizim gevezeliklerimizden size fayda
yok. Elbet konuşacaklarınız vardır. Şu dar, arka merdivenlerden karını kaçır. Ta
uzağa, istediğin yere kadar, sonra beraber dönersiniz.
Kâmran, Feride'yi hemen kollarında uçurarak merdiven kapısına koşarken Müjgân
arkalarından yetişti. Đki arkadaş ağ-laşa ağlaşa öpüştüler.
Gözlerinden yaş geldiğini göstermemek için gürültüyle burnunu silen Aziz Bey,
bir hatip edasıla kolunu salladı:
- Ey benim kirazımı çalan Çalıkuşu, onu başkalarına çaldıracağın saat çaldı
gibime geliyor. Ver onu bana bakayım da hesabımız kesilsin, dedi.
Hâlâ ellerini, Kâmran'dân kurtaramayan genç kızı havaya kaldırıp öptükten sonra
tekrar Kâmran'ın kollarına attı:
- Bu gece seni, deniz fırtınasından kurtardık, fakat yanındaki sarı fırtına bana
daha müthiş görünüyor. Allah yardımcın olsun, Çalıkuşu, dedi.
Dar merdivende yuvarlanır gibi, uçar gibi iniyorlardı. Kâmran, kolunu Feride'nin
belinden geçirmiş, genç kızı nefes aldırmayacak gibi sıkıyor, avuçlarının içinde
parmaklarını incitiyordu.
Merdivenin bir yerine Feride'nin eteği takıldı. Nefes nefese bir dakika
durdular. Genç kız eteğini kurtarmaya çalışırken Kâmran kesik kesik:
- Feride, sen benim olasın! inanamıyorum. Benim olduğuna kalbimi inandırmak için
senin ağırlığını duymaya ihtiyacım var, dedi.
Dudaklarında kesik, tutuk nefesler, vücudunda derin ür-permelerle çırpınan
Feride'yi zorla -küçük bir çocuk gibi kucağına aldı, yüzü onun bozulmuş
çarşafından uçan saçları içinde, ağırlığıyla kuvveti artmış, hareketleriyle kanı
tutuşmuş, merdivenleri inmeye başladı. Genç kız, vücudunda bir uçuruma
yuvarlananların ılık titreyişiyle kendini bırakıyor, hem gülüyor, hem ağlıyordu.
Kapının yanındaki küçük taşlıkta yalvarmaya başladı:
- Halime bak Kâmran. Bu halle nasıl dışarı gideriz? Müsaade et, bir dakika odama
çıkayım, üstümü değiştireyim, şimdi gelirim.
Kâmran, onun bileklerini bırakmıyor:
- imkân yok, Feride. O bir defa oldu. Seni bir kere ele geçirdikten sonra tekrar
bırakmam, diye gülüyordu.
Genç kız, artık uğraşmaya takati kalmamış gibi başını Kâmran'ın göğsüne koydu,
yüzünü saklayarak utana utana itiraf etti:
- Gittiğime benim de pişman olmadığımı mı zannediyorsun?
Kâmran, onun yüzünü göremiyor, yalnız çenesini, dudaklarmı
okşayan, seven parmaklarına sıcak gözyaşı damlalarının düştüğünü
duyuyordu.
Yolda, onlar hemen hemen kucak kucağa yürüyorlardı. Karşıdan iki balıkçının
geldiğini görerek ayrıldılar. Hemen hiç konuşmuyorlardı. Yan yana yürümek
saadeti onları sarhoş ediyordu.
On sene evvel Feride'yi burada ilk gördüğü bağ yoluna geldikleri vakit Kâmran,
onu hafifçe omuzlarından tuttu:
- Sen burasını belki hatırlamazsın, Feride, dedi. Genç kız, yolun derinliklerine
dikkatle bakarak gülümsü-yordu.
- Bu bakışta manalar var, demek hatırlıyorsun? Feride hafifçe içini çekti, bir
eski hülyaya gülümser gibi derin, dalgın bir nazarla Kâmran'ın yüzüne baktı:
- O dakikada ne kadar sevinmişim, unutur muyum hiç? dedi.
Genç adam, bu başın çevrilmemesi, bu gözlerin gözlerinden ayrılmaması için onu
çenesinden tuttu, ağır, derin bir sesle:
- Feride, dedi. Bizim bütün sergüzeştlerimiz burada başlıyor. Beni dinle, öyle
görüyorum ki, bu gözler artık beni anlayabilecek kadar ıstırap çekmiş ve
düşünmüş. Seni sevmeye başladığım vakit; gülmeden, eğlenmeden başka bir şey
düşünmeyen hafif, yaramaz bir kız çocuğu, ışık gibi, ses gibi elde durmasına
imkân olmayan bir Çalıkuşu'ydun. Sana karşı derin bir zaafım vardı. Her sabah
uyandığım vakit, aşkımı kalbimde biraz daha büyümüş buluyordum. Bu derin zaaf,
beni hem utandırıyor, hem korkutuyordu. Zaman zaman öyle bakışların, öyle
sözlerin vardı ki, kalbimi derin ümitlerle çırpındırıyordu. Fakat sen, çabuk
değişiyordun. Bu gülen, eğlenen çocuk gözlerinin içinde uyanan nazik, hassas
genç kız ruhunun görünmesiy-le kaybolması bir oluyordu. "Bir çocuk, beni mümkün
değil anlamayacak, hayatımı kıracak..." diyordum. Hayatını, gönlünü
bu kadar derin bir vefa ile bana vakfedeceğini ümit edemiyordum. Sen, belki beni
görünce; uçan rengini, titremeye başlayan bu güzel dudaklarını saklamak için
benden kaçıyordun. Ben, bunu bir Çalıkuşu hafifliği sanarak kendimi yiyip
bitiriyordum. Söyle bana Feride, bu kadar derin bir vefayı, bu kadar ince bir
ruhu, bu küçük Çalıkuşu göğsünün neresine saklamıştın?...
Kâmran, bir dakika sustu. Sonra beyaz nazik şakaklarında ince ter damlalarıyla
başını eğerek daha yavaş bir sesle devam etti:
- Derdim bu kadarla da kalmıyordu, Feride. Seni kendi kendimden, hayatımdan,
muhtelif saadetlerini birbirinden kıskanıyordum. Dünyada zamanla yıpranmayan,
kuvvetini kaybetmeyen hiçbir his yok. "Ya bir zaman sonra Feride'yi bu kadar
sevemezsem, ya bu leziz, nadide tahassürü kaybedersem?" diyordum. O vakit, yan
yana bitmesinden korkulan ışıkları nasıl söndürürlerse ben de öyle yapıyor,
hayalini gözlerimden uzaklaştırmaya çalışıyordum.
Dağlarda ismini bilmediğim bir ot yetişir. Feride, insan, onu daima koklarsa,
bir zaman sonra kokusunu daha az duymaya başlar. Bunun ilacı, bir zaman kendini
ondan mahrum etmektir. Hatta bazen -sırf o eski güzel kokuyu yeniden bulmak
hırsıyla herhangi bir kokuyu, mesela bir manasız "Sarı Çiçeği" yüzüne
yaklaştırır.
Bu ot, güzel kokusu için bazen mihnete de uğrar, insanlar, onu parmaklarının
arasında örseler, hırpalarlar. Feride, seni bu ıstıraptan derinleşmiş gözlerin,
mahzun düşüncelerden yorulmuş güzel yüzünle ben, bu hırpalandıkça kokusu artan
çiçeklere benzetiyorum. Beni anlıyorsun, değil mi? Çünkü artık, gözlerin
gülmüyor, benim bu manasız gibi görünen sözlerimle eğlenmiyorsun.
Feride, uyumaya hazırlanan bir çocuk gibi, kirpiklerinde yaş damlaları titreyen
gözlerini kapıyordu. Bu heyecanlı yorgunluklardan
öyle bitap düşmüştü ki, dizleri kesiliyor, vücudunun bütün
ağırlığını Kâmran'ın kollarına bırakıyordu. Bir rüya içinde, hemen hemen yalnız
dudaklarının hareketiyle:
- Görüyorsun artık, Çalıkuşu müebbeden öldü, dedi. Genç adam, başını daha ziyade
yaklaştırdı, aynı hafif ses:
- Ziyanı yok, ben Çahkuşu'nun bütün aşkını bir başkasına, Gülbeşeker'e verdim,
dedi.
Kâmran, kollarında gittikçe ağırlaşan bu bitap genç vücudun birdenbire
canlandığını, bir hayal titreyişiyle kıvrandığını hissetti:
- Kâmran, onu söyleme, yalvarırım sana.
Hâlâ Kâmran'ın göğsünde duran başını biraz arkaya atmış, yüzünü ona çevirmişti.
Kesik, donuk nefesleriyle titreyen gerdanının damarları moranyor, yüzünde,
gözlerinde, kızıltılar uçuyordu.
Kâmran, haris bir inatla tekrar etti:
Feride, bütün vücudu titreyerek ayaklarının ucunda yükseldi, genç adamı
omuzlarından çekti. Vücudunun bütün kanı dudaklarında toplanmış boynunu uzattı.
Bir dakika sonra ayrılmışlardı. Feride, uzun bir susuzluktan sonra berrak bir
dereden kana kana su içen bir kuş gibi canlanıyor, ayağını yere vurup yüzünü
göstermemek için bir yandan bir yana çevirerek:
- Ne ayıp, Yarabbi, ne ayıp! Sen sebep oldun vallahi, sen sebep oldun, diye
hırçınlaşıyordu.
Yanlarındaki ağacın dalında bir çalıkuşu ötüyordu.
-SON-
You have read 1 text from Turkish literature.
- Parts
- Çalıkuşu - 01Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2690Total number of unique words is 166629.6 of words are in the 2000 most common words42.6 of words are in the 5000 most common words51.8 of words are in the 8000 most common words
- Çalıkuşu - 02Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2748Total number of unique words is 169831.6 of words are in the 2000 most common words46.4 of words are in the 5000 most common words54.9 of words are in the 8000 most common words
- Çalıkuşu - 03Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2794Total number of unique words is 162932.2 of words are in the 2000 most common words48.0 of words are in the 5000 most common words55.6 of words are in the 8000 most common words
- Çalıkuşu - 04Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2894Total number of unique words is 156735.8 of words are in the 2000 most common words49.9 of words are in the 5000 most common words57.4 of words are in the 8000 most common words
- Çalıkuşu - 05Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2755Total number of unique words is 156632.3 of words are in the 2000 most common words48.1 of words are in the 5000 most common words55.8 of words are in the 8000 most common words
- Çalıkuşu - 06Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2715Total number of unique words is 155433.3 of words are in the 2000 most common words47.0 of words are in the 5000 most common words54.3 of words are in the 8000 most common words
- Çalıkuşu - 07Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2858Total number of unique words is 150935.3 of words are in the 2000 most common words49.4 of words are in the 5000 most common words56.1 of words are in the 8000 most common words
- Çalıkuşu - 08Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2809Total number of unique words is 153336.1 of words are in the 2000 most common words49.8 of words are in the 5000 most common words57.6 of words are in the 8000 most common words
- Çalıkuşu - 09Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2835Total number of unique words is 167033.2 of words are in the 2000 most common words47.7 of words are in the 5000 most common words55.4 of words are in the 8000 most common words
- Çalıkuşu - 10Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2815Total number of unique words is 161236.8 of words are in the 2000 most common words52.4 of words are in the 5000 most common words59.9 of words are in the 8000 most common words
- Çalıkuşu - 11Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2850Total number of unique words is 167733.6 of words are in the 2000 most common words47.8 of words are in the 5000 most common words55.4 of words are in the 8000 most common words
- Çalıkuşu - 12Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2881Total number of unique words is 177432.0 of words are in the 2000 most common words46.5 of words are in the 5000 most common words53.3 of words are in the 8000 most common words
- Çalıkuşu - 13Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2779Total number of unique words is 167333.2 of words are in the 2000 most common words48.1 of words are in the 5000 most common words56.6 of words are in the 8000 most common words
- Çalıkuşu - 14Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2800Total number of unique words is 164333.7 of words are in the 2000 most common words47.8 of words are in the 5000 most common words56.8 of words are in the 8000 most common words
- Çalıkuşu - 15Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2818Total number of unique words is 160034.1 of words are in the 2000 most common words49.9 of words are in the 5000 most common words57.3 of words are in the 8000 most common words
- Çalıkuşu - 16Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2830Total number of unique words is 163034.9 of words are in the 2000 most common words51.0 of words are in the 5000 most common words58.6 of words are in the 8000 most common words
- Çalıkuşu - 17Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2771Total number of unique words is 160735.7 of words are in the 2000 most common words51.3 of words are in the 5000 most common words59.2 of words are in the 8000 most common words
- Çalıkuşu - 18Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2832Total number of unique words is 159734.0 of words are in the 2000 most common words48.4 of words are in the 5000 most common words55.1 of words are in the 8000 most common words
- Çalıkuşu - 19Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2877Total number of unique words is 168434.9 of words are in the 2000 most common words48.8 of words are in the 5000 most common words55.8 of words are in the 8000 most common words
- Çalıkuşu - 20Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2785Total number of unique words is 160533.2 of words are in the 2000 most common words46.8 of words are in the 5000 most common words54.3 of words are in the 8000 most common words
- Çalıkuşu - 21Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2817Total number of unique words is 163934.7 of words are in the 2000 most common words49.6 of words are in the 5000 most common words57.7 of words are in the 8000 most common words
- Çalıkuşu - 22Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2743Total number of unique words is 158432.7 of words are in the 2000 most common words48.2 of words are in the 5000 most common words55.0 of words are in the 8000 most common words
- Çalıkuşu - 23Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2851Total number of unique words is 159134.4 of words are in the 2000 most common words48.9 of words are in the 5000 most common words56.4 of words are in the 8000 most common words
- Çalıkuşu - 24Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2799Total number of unique words is 161632.3 of words are in the 2000 most common words46.6 of words are in the 5000 most common words55.9 of words are in the 8000 most common words
- Çalıkuşu - 25Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2762Total number of unique words is 157634.8 of words are in the 2000 most common words49.5 of words are in the 5000 most common words56.3 of words are in the 8000 most common words
- Çalıkuşu - 26Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2829Total number of unique words is 152138.0 of words are in the 2000 most common words52.4 of words are in the 5000 most common words60.8 of words are in the 8000 most common words
- Çalıkuşu - 27Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2788Total number of unique words is 157234.4 of words are in the 2000 most common words50.2 of words are in the 5000 most common words57.7 of words are in the 8000 most common words
- Çalıkuşu - 28Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2820Total number of unique words is 161135.0 of words are in the 2000 most common words49.5 of words are in the 5000 most common words57.1 of words are in the 8000 most common words
- Çalıkuşu - 29Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2859Total number of unique words is 157533.9 of words are in the 2000 most common words48.5 of words are in the 5000 most common words55.8 of words are in the 8000 most common words
- Çalıkuşu - 30Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2717Total number of unique words is 146237.3 of words are in the 2000 most common words51.6 of words are in the 5000 most common words59.0 of words are in the 8000 most common words
- Çalıkuşu - 31Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2707Total number of unique words is 140537.5 of words are in the 2000 most common words52.7 of words are in the 5000 most common words60.3 of words are in the 8000 most common words
- Çalıkuşu - 32Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 2851Total number of unique words is 163634.2 of words are in the 2000 most common words49.3 of words are in the 5000 most common words56.0 of words are in the 8000 most common words
- Çalıkuşu - 33Each bar represents the percentage of words per 1000 most common words.Total number of words is 1234Total number of unique words is 75037.0 of words are in the 2000 most common words51.9 of words are in the 5000 most common words59.6 of words are in the 8000 most common words