Search in Definitions

Tanzimattan önce herhangi bir kişiye ait mallara padişah adına el konulması.
zerdüştçülükIn Turkish definitionsIn Turkish definitions
İsa'dan önce VII. yüzyılda Zerdüşt tarafından düzenlendiği ileri sürülen, temel ilkeleri, iyilik (aydınlık) ve kötülük (karanlık) olan din.
zar tutmakIn Turkish definitionsIn Turkish definitions
istediği sayıyı getirmek için, atmadan önce zarı parmaklar arasında düzene sokmak.
yüzü kalmamakIn Turkish definitionsIn Turkish definitions
bir kimseden daha önce bir çok ricada bulunduğu için yeni bir şey istemeye sıkılmak.
yeniIn Turkish definitionsIn Turkish definitions
Biraz önce, çok zaman geçmeden.
yazılı emirIn Turkish definitionsIn Turkish definitions
Kamu hizmeti ve görevlerinin yerine getirilmesi için üstün asta yazılı olarak verdiği veya daha önce sözlü olarak vermiş olduğu emrin yazıyla tekrarlanması.
yatsıIn Turkish definitionsIn Turkish definitions
Akşam namazından sonra yatmadan önce okunan ezan veya kılınan namaz.
yabancı sahaIn Turkish definitionsIn Turkish definitions
Sporcuların daha önce oynamadıkları karşılaşma yapmak üzere geldikleri saha.
varoluşçulukIn Turkish definitionsIn Turkish definitions
Varoluşun özden önce geldiğini ve özü sürekli olarak yarattığını ileri süren öğreti, egzistansiyalizm.
üzüm pekmeziIn Turkish definitionsIn Turkish definitions
Üzümün önce çiğnenerek, ezilerek şıra hâline getirilmesi sonra kazanda şeker ve üzüm topağı ile kaynatılması sonucu elde edilen pekmez.
If the word "önce" is not on the list, please select another dictionary, search in titles, ask a question or add a word to the dictionary.